29 Aralık 2008 Pazartesi

myshoesforbush

Kandanadam dedi ki "siz belki görmediniz, belki gözünüzden kaçtı.. Son zamanlarda gördüğüm en yaratıcı blog olaraktan dosyaya kaydedildi. Gönderin. Büyüsün." ben de ona katildigimi belirtmek istedim buyrun benimkiler de yolda..

Boyle Pazartesi mi olur?

En son Eylul ayinda ziyaret ettigimiz St.Paul Katedralinden sonra beni yeterince etkileyen baska bir ataraksiyonu da bugun gerceklestirmis olduk.
St.Paul'un beni etkilemesinin sebebi ise, altin galeri ve fisilti galerisi olarak iki bolume ayirilan basamak butunlemesinin yaklasik 800 basamaklik merdiven tirmanisindan sonra ayaklarinizin altina butun gorkemini seren Londra'nin ne denli huzursuz oldugunu gorebilmemdi. -adina soylenecek cok sey var-
Bugunki etkilesimimiz ise, ulusal ormanin tam gobeginde yer alan, Conkers olarak adlandirilan dogal hayati koruma adina olusturulmus bir ic ve dis mekan eglence-egitim merkezi. Bizde de cocuk sayisi gelen misafirle 3'e cikinca zamani degerlendirmek adina boyle bir yeri secmis bulunduk. Tabi mekan sadece cocuklar icin degil, bizim gibi yasini basini almis insan evlatlari icin de cocukluk cagina donebilmemizi saglayan oyuncaklardan olusuyordu. Sadece cocuklar gibi sen olan cocuklar degildi yani anlayacaginiz.
Hayatimda ilk kez ren geyigini burda gormus oldum mesela hahu pek de fantastikmis boynuzlari. Hayvanat bahcesinde filan gordum mu diye dusundum ama hic hatirlamiyorum bu boynuzlari.
Harcadigimiz vakit o kadar hizli gecti ki komandolarin egitim zimbirtilarini aratmayacak derecede ustunden altindan ziplayip hoplayip sicradigimiz oyun alanlari her birimiz icin bahis mekanina donmustu.
Yaparsin yapamazsin, ha atladin ha ziplayamadin derken aksam olmus acikmisiz.

Bahsettiklerim biliyor Ingilizlerin ne derece harikulade yemek zevkleri oldugunu, fakat bu sefer ki bambaska tapilacak derecedeydi. Saskinliktan fotograf cekmeyi dahi unuttum.

Masalarin uzerine oturulmayacak derecede copluge donmustu her taraf. Insanlar yediklerini oldugu gibi birakmis, yas ortalamasinin en fazla 17 oldugu calisanlar artik herseyden bikmis sekilde servis bile yapamadan suratsiz sekilde dolaniyorlardi. Sordugumuz her seye "sef biraz once tukendigini soyledi" cevabini verince birseyler siparis etmekten vazgectim ben, ki o hali gordukten sonra o mutfaktan cikacak hicbirseyi yiyemezdim. Mandalina ve elma dunyanin en guzel ogle yemegiydi o sirada.Lanet olasi Ingiliz mutfagi!! Patates-balik kizartmasi ve hamburgerden baska birseyden anlamayan saskaloz zihniyet kiniyorum sizi yine yeniden..

Bir de sekil yapip istah arttirmaya calisiyorlar. Bu da patates puresinin kizarmis hali..
Neyse anlattiklarim gunu ne kadar eglenerek gecirdigimi ne sekilde dogadan ve bilimden etkilendigimi aktaramamis olsa da yine de iyiydi iste.
Boylece supsuper gunu kocaman sismis bir migde ile bitirmis bulunmaktayim. Ictigim kirmizi sarabim da yanima kiyak.

Kirmizi mi beyaz mi desinler, yapistiririm kirmizi. Afiyettir candir kandir.

Iyi aksamlar.

*Minik kus Robin Ingiltere'depek meshur kendileri pek sevimli bir kus poz verdi ablasina uy uy yiring.

Bu da izlemek isterseniz Conkers youtube vidyosu.

27 Aralık 2008 Cumartesi

Beautiful frock

Finansal krizin canim Ingiltere'yi vurusunu medya sayesinde yeterince duymuslugunuz var zaten, ben de daha fazla bahsedip ne derece etkilendigimizi belli etmek istemiyorum.
Sadece, mecburi yapmak zorunda oldugum alisveris icin, bugun girip ciktigim magzalardan bahsedecegim azcik.
Yasadigim yerde kocaman bir alisveris merkezimiz var, buyuk markalarin magzalarini icinde barindirdigi. Para harcamak istiyorsaniz ideal bir mekan yani. Benim de cok parami kazanmisliklari var ehu..
1,5 yildir burda yasiyorum ve geldigimden beri gordugum en canavarimsi piyasa, bugun gordugum piyasaydi. Indirimler sacma denecek dereceye gelmislerdi. Artik kandirildigimizdan mi yoksa cuzdandan cikan paranin miktarindan mi bu denli gozumuzu alisveris sevdasi burumustu bilemiyorum ama bildigim bir sey var ki bugun gordugum fiyatlari Turkiye fiyatlariyla karsilastirdigimda komik sonuclar cikiyordu ortaya. Insanlar kirismis oncesi indirimden nasiplerini aldiklari yetmezmiscesine bir de sonrasinda yapilan indirimlerden de elbetteki yararlanmak istiyorlardi fakat bu denli kalabalik icinde gercekten ne alacagini bilmeyen, sadece ucuzlugu yuzunden birseyler almak isteyen insanlar fena halde gina getirdiler.
Bu sefer ne alacagimi biliyordum ya o yuzden hersey cok daha basitti benim icin tabii. Gel gor ki, onca %50, %75 lik indirimlerin icinde ve komik rakamlarda alinacak pek cok seyin icinde bir sey begenmek biraz uzun surdu.
Daha onceden gorupte kicimla guldugum hatunlardan hicbir farkim kalmamisti. Hayatimda daha once alisveris magzasinda sepet almamistim elime. Cok komik lan :D Icinde sirayla deneyecegim elbiseleri doldurmusum filan tingir mingir yuruyorum bir elim hala daha baskaliklar ararken. Hakkat cilgin isi ama bu.
Turkiye'ye gelirken partilerde giyilebilecek ne var ne yok herseyi evde biraktigim icin dimdizlak kaldim ortada ki geri gelirken yanimda yeni yil partisinde giyerim diyerekten getirdigim seyler, bizim hanimin olayi daha bir abiyelige dokmek istemesiyle ortada oylece kalaklmama sebep oldu.
Ben de hem Cumartesi oldugunu bile bile hem de kirismis sonrasi oldugunu bile bile ciktim sokaklara.
Neyse ki sonunda buldum tatli bir sey. Koyayim bura gorunuz yeni yildan sonra da giyilmis halini gorursunuz.
Elbiseyi begendim begenmesne fakat aklima ayakkabi meselesi takildi. Ona da bir bakayim dedim hazir inmisken. Ulan saka gibi fiyatlara ayakkabi alamadim. Icimde kaldi nolmus..
Benim ayak numaram bu Ingiliz karilarinin ki gibi olmadigindan ne 4 numara yani 36 ne de 5(37)numara oldu. Olmuyor iste zorla mi. Ayakalar alismis surekli duz ve spor ayakkabi giymeye. 4 u giyiyorum minicik oluyor adim atamiyorum, 5 i giyiyorum arkasindaki bosluk komik duruyor, e topuklu ayakkabi, ayaklarin one dogru kaykilma payi var, ben de naptim salladim ayakkabi mevzusunu cizmelerimi giyecegim bu guzelim elbisenin altina :D
hehu
Farkli olsun degisik olsun elbisenin seklini degistirmis olayim dedim.

Asil onemli olan nokta ise bu elbisenin fiyatinin komik bir miktarda olmasi. Ilk gordugumde etiketinin uzerinde 12£ yaziyordu. Sonra kasaya gidip odeme yaptigimda elbise 11.74 e geldi :D agzimi bukerek guldum bu ise. Turkiye'de bu fiyata bu sekiled bir elbise bulamayacak olmanin tatminkarligini yasayarak ayrildim kendinden gecmis kadinlarin olusturdugu kalabalik sahalardan.

Gorusuruz..

26 Aralık 2008 Cuma

Yar bana bir eglence..

Mesela hemen baslayayim simdi. Dun malumunuz kirismis heyecaniyla doldu icimiz. Bizim bebeler sominenin onune Santa'ya mektup yazip koydular filan bir tabak icerisinde kurabiye ve havuc. Sabah kalktigimizda havucun yarisini geyikler ve kurabiyenin yarisini da Santa yemis (hayvan bari hepsini yeseydin dedim sadece ben icimden). Bir de tesekkur etmis e bizim bebeler mesuttu tabii ne de olsa adam ziyaret etmisti bizi yazidigi tesekkurun etrafina da kalp isareti bile cizmis.
Modern Santa bu :D
Bir onceki aksaminda, gelisim serefine supsuper yemek yedik. Gayet huzurla hazirlanmis sofra ic aciciydi gercekten yeterince acikmistim. Gorduklerinde bogazima yapisan veletlerin beni bu kadar ozleyecegini hic bilmezdim :D

Kirismisi beraber gecirecegimiz icin inanilmaz heyecanliydilar. Kirismis sabahai saat 5 te uyanmislar. O gunun sabahinda cok yorgun oldugum icin biraz gec uyandim dolayisiyla beni beklemisler tum hediyeleri acmak icin (ne ayip la bana).

Herkes isiltili agacimizin etrafina toplandiginda gozlerimizde kocaman piriltilar olusmustu hehe. Ben de en az bizim keretalar kadar sevincliydim gercekten. Herkes birer birer hediye paketlerini yirtmaya basladi. Arada ben de yeterince nasibimi almistim hehe. Pijamalar olayin buyuk sirri bu arada(geyik adet). Yataktan kalktigin gibi agac basina kosuyorsun gozunu acamadan paket acmaya basliyorsun ehu :D

Benim en simarik hediyem kafamdaki noel baba sapkasiydi. Benim getirdigim pismaniyeler heyecan verici hediyeler arasinda yer aldi tabii bunu da pas gecemeyecegim, afiyetle yesinler aclar :} Malesef bu yil kirmizi don hediyem olmadi :D Bu da Turk geyigi nolmus yani.. Annem hep alir bana. neyseymis ..

Sabah bir yandan yoresel kahvalti yaparken bir yandan da aksam yemegi icin hazirlik yapmaya baslayan Rosi, bana gunun anlam ve onemiyle ilgili bilgiler veriyordu. Kirismista yenilen geleneksel kahvalti ise yumurta ve somon baligini pure haline getirerek mikro dalga firinda 1-2 dakika pisirerek tost ekmeginin uzerine koyup yemek. Ne kahvalti ama!!

Kahvaltidan sonra kafamiza taktigimiz kirmizi kukuletalarimizla 6 kilometrelik bir bisiklet gezisi bizi bekliyordu. Bunun geleneksellikle hic bir ilgisi yok, maksat kendimizi eglendirmek. Oyle bir eglendik oyle bir eglendikki saat 10 oldugunda hepimizin gozleri kapaniyordu. Aksam yemeginin agirligi bunyemizi zaten hizlica sarmisti. Kirismis tatlisina agzimi surmedim zira kendisi uzumden olustugu icin katlanilmaz bir tad yaratiyor ben de sosuna gomuldum hehe. Bir de uzerine boyle alkol dokup yakmadi mi o kirismis tatlisini ben orda iptal oldum zaten :s

Haburada da yemekten bir kuple.
Hepberaber izlemeye calistigimiz filmlerle gunu sonlandirip yataklarimiza daldik kocaman kucaklarla.
Sonuc itibariyle hep beraber gecirdigimiz icin kirismisi pek mutluyduk :}

Bugun de aslinda Boxing Day olarak adlandirdiklari bir gun. Ilk duydugumda sacma bir sekilde boks ile bir baglanti kurmaya calismistim dogal olarak fakat, alakasi yoktu tabi. Eski zamanlarda insanlar kirismislarini yapar, hindileri yer ertesi gun yani bugun de hediyelerini acarlarmis. Kutu kutu pense oldugu icin de Boxing Day denmis. Fakat zamanla bu gelenek sabirsizliga donuserek kirismis gunune kadar dusmus. Fotografta yanimda duran Slovakya insani ise Slovakya'da iyice isin bokunun cikarildigini soyleyerek kirismistan bir gun once acilgidini soyledi. Bunlar iyice sabirsizmis canim.
Bugunumuzu yeterince ruhsuz geciriyoruz nerde o eski gunler diyerek bugunun yarattigi boslugu degelendirmeye calisiyoruz.

Son kirismisimizi da atlattiktan sonra geriye kalan "son"lara dogru kucak aciyoruz.

Saglicakla kalin.

Yine yeniden!

Selamlar :}

Uzun zamandan sonra(!) yeniden yazmak biraz garip bir hissiyat depoluyor bunyeme ama bundan sonra canim cektikce yazmayi planliyorum. E bir degisiklik olsun.

Aradan gecen onca zaman pek cok sey yasandi, bitti. Yenilikler gorduk, eskilikleri tazeledik ve en onemlisi de milyonlarca hasret gidermecelik oynadik.

Kendi blogum disinda normalde takip ettigim bloglari takip etmeyi hic birakmadim tabii ki. Ekimden bu yana pek cok zaman gecmis, oncesinde de yasanmisliklari aktarmak cok uzun zamanlara geri donup olanlari yeniden hatirlayip yazmak gereksiz zaman yormacasi yapar. Dolayisiyla bundan sonrada artik zamanla gunun ilginc gelismelerini -varsa tabii- ya da ilerde hatirlama konusunda zorluk cekecegim yasanmisliklari yeniden hatirima getirmek icin minik bir kaynak olacak bana sevgili blog. Sifremi yeniden unutmazsam ulasabilirim tabii.

Simdilik kisa bir giris yazisi olsun bu yeterince ruhsuz olarak. Yeni yazida gorusebilmek dilegiyle esen kalmanizi isterim.

2 Ekim 2008 Perşembe

Hakikaten ey gidi gunler..

Neler gorduk gecirdik, ne cok sey var yazip anlatacak. Beraber ayni legene cisimizi yaptigim kuzenim yarin evlenirken ben gelecek pesinde kosup, hayatimi biraz daha kolay yasayabilmek icin nelerdeyim.

Dun ki yazdigim mesajda oldugu gibi, ben haric hayatimda sevdigim pek cok kisi bir sekilde mutluluktan gulumseyebiliyorlar.
Ne aci.

Pek cok kereler dogum gunumu uzalarda kutladim. Hatta isteyerek kutlamadiklarim bile oldu ama hic birtanesi de bu seferki kadar sancili olmamisti.

Zamanla yazariz bir seyler belki daraldikca yine.

Iyi kaliniz, sevdiklerinizle..

20 Ağustos 2008 Çarşamba

Baba Zula Ankara'da

Baba Zula'yı ilk dinlediğimde ruh halim pek de yerinde değildi(!). Hani az biraz duygusal açıdan kendimi iyi hissetmediğim bir döneme denk gelmişti. İç çalkatılarımla, hissettirdikleri güzellikle dikkatimi yeterince çekebilecek durumaydı Baba Zula.
Aradan geçen zaman sonrasında, bundan yıllar önce Köprüyü Geçmek filminde de kulakların şenlendirmesinin nasıl olduğunu göstermiş olan Baba Zula, 21 Ağustos Perşembe akşamı Ankara'da güzelliklerini yayacaklar.



Gitme şansımın hiç yüksek olmadığı konseri izleyeceklere, pek sevimli dinleyişler diliyorum.

İçimde, dışımda, oramda, buramda her yerimde çok özel ve güzel değeri olan Bir Sana Bir de Bana parçasını da afiyetle huzurlarınıza sunmak isterim.

Öylesine dinlemeyin ama şöyle güzelce bir dinleyin emi..

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Bağcıklara farklı akımlar.

Yaz zamanı aslında daha çok kimilerinin "sandalet"kimilerinin "terlik işte yağ" olarak adlandırdıkları ayakkabılarımız daha çok tercih edilir durumdayken, hala daha spor ayakkabılarını veya bağcıklı ayakkabılarını giymekten kesinlikle vaz geçemeyenler sevimli bir değişiklik olmasını isterse diyre, ucundan minik bir öneride bulunayım bari diye düşündüm. Ne kadar da düşünceliyim :s

Siteyi ziyaret ederseniz bağcıklarınıza yyapabileceğiniz bu farklı değişikliklerle, ayakkabılarınızın yüzünü azcık makyajlamış olursunuz. Ben bu alttaki şekle gönül koydum, hadi size kolay gelsin..

Yokluğumdan bir bukle..

Çok uzun zamandır tatildeyim. Kendimi o kadar çok tatil psikolojisine kaptırmışım ki her şeyi tatilde gibi hissediyorum. Sürekli bir sürtme vaziyetindeyim. Ziyaretler, seyahatler, konserler ve sevdicek..

Sevdiceği görebilme potansiyeli her şeyi geride bırakmama sebep oluyor zaten.
Haziranın son haftasından beri Türkiye'deyim. Sadece iki farklı şehir(üç mü dört mü yoksa!?) ve iki farklı konser görmüş durumdayım. Her ikisi de birbirinden alakasız ama bir o kadar da haz verici konserler oldular. İlk olarak Travis konserinde boy gösterişimiz geç kalmamızla alınan hazla aynı orantıdaydı. Travis'in erken saate alınmasını bilemeyişimiz de aşık olduğumuzdan kaynaklanıyor olabilir tabi, neden olmasın?

Bir sonraki Massive Attack konseri ise, görüntüsü ile olsun ses düzenindeki kopuklukları ile olsun içimi dışıma çıkartacak kadar başarılı ve şehvetliydi gerçekten. Çok eğlendim.

Şimdilerde ise herkesler gibi göbek yapmakla meşgulüm ne de olsa sahillerde boy gösterdim yeterince, oralara buralara gittim diyerek sevdicekle yarışıyoruz. Tabii ki yeniliyorum :G

Sahil diyince aklıma geleni iletmek istemekteyim hemen. Sevdiceğimle beraber Saros Körfezi'nde Erikli'ye gittik. Ege sahillerinde girdiğim en güzel denizlerden birisiydi diyebilirim. Muazzam bir deniz istiyorsanız Erikli'nin Uzunkum(!?) sahilini tercih etmenizi önerebilirim. Koyduğum noktalama işaretlerinin anlamı bulunduğumuz çadır kampından kilometrelerce uzakta olması. Bilmiyorum işte salladım. Sormayı unutmuşum ehu. Ama Erikli'nin içine girmenize gerek yok, bizzat gördüm güveniyorsanız zevkime denize girin çıkın gidin. Zira Ege'nin minik sahil kasabalerından pek farkı yok. Sıkıcı, aynı şeyleri satan tek bir sokak üzerinde yürüyen yüzlerce insan topluluğu ve pahalı mekanlar..

İstanbul'u çok özlemişim, gerçek :] Ankara'yı hiç özlememişim, gerçek :D
22si itibariyle tekrar ziyaret edeceğim İstanbul'u ve Scorpions konserinde boy göstereceğim ellerinden tuttuğum aşk rüzgarımla fiti fiti. Eğlencenin dibine vurup zevkin doruklarına ulaşacağım. Tıpış tıpış geri döneceğim sonra.

İyi günler.

18 Haziran 2008 Çarşamba

Pek harikulade bir sekilde sinavlarimi tamamlayip hepsini basariyla haleltmis olmam ne kadar da kasinc bir insan oldugumu gosterebilir belki, ama degilim.
Artik, "haftaya bugun bu saatte", "haftaya yarin su saatte" cumlelerini kullanmaktan cekinmem. Gayette catir cutur yardiririm.
Oh la.
Hayde ucak.

17 Haziran 2008 Salı

Elidor reklaminda ki, hayatlari 270 derece degisen Selin Colak ve Derin Colak kardesler mi, yoksa kocaman bir tesaduf mu bu?
Hasta miyiz biz?

14 Haziran 2008 Cumartesi

If you tolerate this then your children will be next..

..diyerek sozlerini devam ettirir Manic Street Preachers vokali gozunu sevdigim James Dean kuzusu.

Soylemek istedigim baska birsey var bu basligimsinin dahilinde. Su an yasadigim memleketin insanlarinin daha onceden yasadigim memleketin insanlarina oranla daha az hayat sorunu cektiklerine eminim, ama yine de ne kadar zor olsa da, herseferinde arabami kapali otoparka kapatmakta israrci davraniyorum, cunku en son acik otoparki tercih etmek zorunda kaldigimda, kocaman arabalardan -hic anlamam araba, motor, su beygir, bu litre filan, o bizim arazi araci dediklerimizden- biri fren lambalarimdan birisini ice gocurmustu. Hayir, tabiki gormedim yaptigini o sirada ama onun oldugunu dusunuyorum, sigdiramadi gotunu tabi..

Zaten acik otoparki tercih eden kisilerin daha cok acelesi olan insanlar oldugunu, hemen 5 dkk durucam cikicam abi diyenler oldugunu savunuyorum inatsal bir onyargiyla. Degisikler cunku, 16 yasindaki adam da kullaniyo arabayi 80 yasindaki adam da, guvenilemezler.

Yasadigim yerde ariza olan sahislar, tam anlamiyla hasta ruh olabiliyorlar. Sayginizdan odun vermeseniz de ellerindeki kozlari kullanmayi cok iyi biliyorlar. O an sizin hagi durumda oldugunuz onlar acisindan pek onem arz etmese de, bir sekilde yine de uste cikmaya calismanizi kesinlikle affetmiyorlar. Kurallar belli, oyun kurallara gore oynanir, sapani saptirirlar.
Durakladiginiz pek cok yerde odediginiz park ucretini belirten kagitlar sizi hersekilde ele veriyor, dakikasi dakikasina kostururcasiya islerini muazzam bir titizlikle yapiyorlar, baska isleri yok cunku.
Elbetteki ucret odemediginiz yerlerde var. Bunlar icinde, ya belirli cizgiler dahilinde belirli bir sure icerisinde kalabilir ya da park halindeki bolgeler icerisinde, arabaniza yerlestireceginiz kartlari kullanarak hangi saatte orda oldugunuzu belirtebilirsiniz. Boylece Otopark Polisi ne kadar zamandir orda oldugunuzu bilir.
Alisveris merkezlerinin otoparklari en guzelleridir en fazla iki saat belestir.1 saati doldurup 5. dakikada arabanizin yaninda bitiverirsiniz -bu ben oluyorum genelde-. 2 saati gecipte kanitlayamadiginiz surece 30 kagit ilk 14 gun icin, degilse 60, ustune de bir bardak soguk su afiyet olur. Bazi yerlerde daha fazla ve durumlar daha farkli olabiliyor tabi ehehe.
Sali gunu bu otoparklardan birinde sirf 1.5 dakikalik gecikme dolayisiyla 30£ luk (yaklasik 74 YTL) ceza kesen Otopark Polisi'ne ne dediysek yine de vazgeciremedik, arkadasim sinirinden agladi artik.
1,5 dakika!
Kurallar var, yasa cignenemez.
Got herif!!
Ben de pasa pasa odemistim bir seferinde, ehu herneyse..

Isler o kadar tikirinda isliyor ki, bugun sirf 5 dakika gec kaldigim icin normalde tercih ettigim otoparkta yer kalmayinca yakinlardaki diger acik otoparki tercih etmek durumunda kaldim ki 5 katli, en ust kati da acik artik, bildigin 8 donum tarla-abart -En azindan iceri girmeden kapidaki iletim levhasindan gorebiliyorsunuz yer kalip kalmadigini -cok teknolojikis-
Hava guzel, kizlar guzel(yavas) laylaylom geri donuyordum ki harala gurele bisigler oluyo parkin icinde, zaten polisi gorunce tuylerim diken diken oluyo, sonradan anladigim uzere, herifin biri gec kalmis, polis te o geldigi sirada cezayi yaziyormus.
-beni gordun de niye yaziyorsun yahu kardesim hastamisin, gece esinle problemlerin mi var, kizina mi tecavuz ettiler, sorunun nedir adamim soyle iki katini vereyim.. gibi gurlemelerde bulunsa da amcaolu hic sallamadan fiti fiti yazdi kagidini uzatti adama, gulumsemekten baska hicbir tepki gosteremeyen adam almayinca, silecegin arasina yerlestiriverdi ve diger araclari kontrol etmeye devam etti.

Cool!

Adam sinirinden deliye donmustu, o halde nasil araba kullandi sonra bilmiyorum cunku ben o sirada 1. vitese takmis saatte 100km hizla kaciyordum yaya kaldirimin ustunden ehehe.


Gec kalmayacaksin kardesim, kurallar var, yasalar belli, cignenemez. Yoksa nasil basa cikabilecek kendini ozgur kilan her insanla. Yardirabildiklari kadar yardiriyorlar. Ben de ucbucuk atiyorum tabi. Dolayisiyla birkere azim yandi simdi yedigim herseyi ufluyorum.
Af yok!
Yardir!
Hakliysan haklisindir!
Sari cizgilere dikkat! 45£ Aman aman!

31 Mayıs 2008 Cumartesi

Aramizda kocaman bir kara kutlesi var yol alsam 22 gun sonra ancak varabilirim, ucsam 4 saat surer, yuzsem 105 gunumu alir.

Kicimi gezdirmekten ve sinav pesinde kosmaktan iflahsizlik sorunu yasamaktayim. Tirmanislarimiza gectigimiz hafta da devam ettik. Yuzduk. Kostuk. Sorf yaptik. Gollendik. Cimlendik. Sinav tarihlerini hallettik, son iki sinavimiz kaldi hayirli olsun beaah.

Cadirimiz uctu, yikildi, parcalandi. Firtinaya maruz kaldik. Kiyafetlerle dus almisa donduk. Yine de tirnaklarimizin arasinda kalan tebesir tatmin etti bizi. Zirveden baslangic noktasina dogru kendimizi birakirken umursamadik ne kadar hizla assagiya dustugumuzu.

Bir duzine ansiklopedi dolusu mevzumuz var yazip, anlatilacak. Sakliyoruz hepsini askerlik anisi gibi, geldikce saticaz artik..

Saglicakla.

8 Mayıs 2008 Perşembe

Cok basarili bir mektup okur ve de yazariyim. 1561 adet mektubum var. Super koleksiyon yapar, sizin icin ivir zivir gorunen hersey benim icin koleksiyon niteligini tasir diye onceden belirtmistim.
Ben ve benim gibi kisiler ilerde atmaya kiyamadiklari icin kutular dolusu anilar biriktirmis olacaklar. Ama o disardan izleyenler, sakladigimiz o en minik seyi bile izlerken, anisini hatirlarken, gozlerimize olusan pariltiya bakakalacaklardir.

Ilerde -ne kadar ileriyi gorebiliyosam iste, tahmin yurutup kendimi mutlu ediyorum- antikalarim olacak boylece. Simdiden bile antiklarimin olmasi, beni icimde tatminkar bir insan yapiyor sadece.
-Hayir anne, atmicam onlari kaldirmicam da tozlaniyor olabilirler, olsun sileriz bir ara-

Aslinda konuyu, edinmek istedigim bir antika zarf acacagina cekmek istedim. O yuzden antika severim, onu bunu saklarim, soyleyim, boyleyim, bu kadariz deme geregini duydum.

Arada bazi bazi bakinip duruyorum, kapabilecegimiz uygun bir sey olursa diye fekat bu pek ihtisamli. Ben bununla zarf acmayi birak durup durup kagit israf ederim. -Tuketici toplum kurallari Ders 1-
Sonuc itibariyle degerleriyle, icimde barindirdikalri yerle, birdaha hic edinemeyecegim icin saklayisimla zaten o her ayrinti birer antika olarak kaliyorlar herhangi bir yerimde, odamda, kutular icerisinde, raflarda, albumlerde..
Anilari saklamasi guzeldir.. Unuttuklarinizi hatirlatir.. Antika olurlar.. Insanlar icin de antika olup onlari birer antika haline cevirebilirsiniz.
Evet abartiyorum tamam..

6 Mayıs 2008 Salı

Pinhani - Zaman Beklemez

Henuz dinlemedim, dinleyecek durumda degilim acikcasi. Henuz degilim, yani ilk firsatta sitelerinde yapiklari guzellik sayesinde dinlemeyi dusunuyorum. Dinlemenizi isterim, yorum yapmanizi isterim ardindan.

Az biraz gec kalan ikinci album Zaman Beklemez Nisan ayinin 25'inden itibaren raflarda satis icin yerini almis da haberimiz cok gec olmus.
Hayirli olsun diyelim.

Pinhani umarim her zaman daha iyilerine imzasini atacak.
Dinleyin, dinletin..

4 Mayıs 2008 Pazar

Kutluyorum dogumunun gununu*

1 Mayis (ayrica Isci Bayrami)
2 Mayis
4 Mayis
6 Mayis (ayrica 1.senem)
10 Mayis
11 Mayis (ayrica Anneler Gunu bu sene)
25 Mayis
29 Mayis (ayrica Istanbul'un Fethi)
31 Mayis

*o kendini biliyor

Mayis ayi pek dogurgan bir ay gibi geliyor bana bu yuzden.
Yil icerisinde en cok dogum gunu kutlamasi yaptigim ay oluyor Mayis ayi, eksilmiyor tarihler artiyor iyi bir sey seviniyorum buna..

3 Mayıs 2008 Cumartesi

2008 Blog Odulleri

Blog okuyuculari oy vermeye baslamis saygideger okuyucular.
Biz de dun oy verenlerdendik.

Oyumuzu, kisisel katagoride Pigmelerle Dans'a oy vererek gerceklestrmis olduk. Henuz diger katagorilere el atmadik..

Siz de cok basit bir islemle uye olup oy vermek istemez misiniz?

janjanli bir de sekil yapalim


1 Mayıs 2008 Perşembe

Millet kicini yayip, gobegindeki pamukcuklari tirnaginin ucunda fiske yontemiyle firlatirken, bugunu bir gerizekali gibi geciren bir terk Turk milleti var sanirim..

23 Nisan 2008 Çarşamba

Iki haftadir tirnaklarimi uzatiyorum mirim, sirf klavyeyi tirnaklariyla kullanan kadinlar neler hissediyor diye.
Guzel guzel torpuluyorum, kenarindaki etleri yemekten arta kalan zamanlarda manikure gidiyorum, krem ve pembe tonlarinda oje suruyorum, iclerinde biriken kireri temizlemek icin kurdan kullaniyorum ve bunun gibi bir cok atrakssiyonum oluyor uzun suredir..


O yuzden yazamadim..


Lanetolasica birseymis. O cikan ses sizi rahatsiz etmekten baska bir sey yapmiyor. Boyle tam 90 derece aciyla yaziyorum ki daha cok ses ciksin diye. Her iki gunde bir kuafore yetistiremedigim paranin hesabini yapiyorum, makyaj masamda(!?) 12 tane ojem oldu, anahtarla kapiyi acarken filan tirnaklarimi kullaniyorum, yazi yazarken tirnaklarim birbirine degiyor uygun sekilde yazamiyorum. Yani cok zor is anlayacaginiz.


Ben de kestim o yuzden bugun, cok lazimdi seklinde geldim yaziyorum yeniden.


Neyse konu o degildi.

Konumuz; ozledigim su harikulade gun.

Eski 23 Nisan heyecanini istiyorum, cok ozledim. Anneme mesaj attim gece 'Bugun 23 Nisan nese doluyor insan' seklinde, o da sabah sabah azimi yuzumu yemis iste.

O eskiden giydigimiz kiyafetlerden istiyorum cicekli etekler, folklor kiyafetleri, herkesin onune cikip siirler filan okurken giydigimiz ozel kiyafetlerden istiyorum.

O baska ulkelerden gelen misafir ogrenciler yine gelsin evimize istiyorum. Ozluyorum onlari.


Anitkabir'e, hayvanat bahcesine gitmek istiyorum. Yuzlerce yedigim halde hala daha yasadigim ama her seferinde annemin 'sagliksiz pis onlar oygh' dedigi pamuk helva, kagit helva, macun yemek istiyorum (el kadar bebe iyi kandirmisiniz ha).



Ama nerdeee ey gidi gunler diyip gecerim iste ancak o olur.

Hepsi kacar gider, yasadiklarim yanima kar kalir icinde boguldugum dunyanin dertlerini cekerken nefes yerine.

Ancak yasanmasi gerektigi gibi yasarim.

Eskiden tek derdim kir bayir kosabilmekti, simdi yapabilecegim islere yetisebilmek icin kosabilmek istiyorum.


Baska da bir sey istemiyorum .

Yeter zaten belamimi isticem(buyuk harflerle).


Yeter bunaldik..

14 Nisan 2008 Pazartesi

Candan Kandan, Yandan ve Hicyok

Bugun bahcedeydim. Hava acuk gine guzeldi. Dedim firsat bu azcik cicekleri budayayim terbiyesiz otlari ortadan kaldirayim.
Eger hayatinizda boyle bir sans yakalarsaniz tavsiyem olur bahcede zaman gecirin bir kac saat. Inanilmaz dinlendirici oluyor. Bahceniz yoksa elbet bir gun hobi bahcelerine yolunuz duser. Edebsizlik yapmamak sartiyla..

Cicek gibi oluyorum bu bahceyle ugrasinca. Ah bura diken batti ah surayi dal cizdi derken, hicbir dert tasa dusunulmuyor.
Baksana tipe a dostlar.


Bu asagida hangi sirada goreceginizi bilmedigim sevimli yaban lalesi, uzun zamandir gozlerinin icine el bebek gul bebek ac bebek hadi bebek uzattin bebek seklinde baktigimdan dolayi, artik acayim da su garibanin yuzu gulsun demis olacak ki nasil da hakli cikti . Hak veriyorum onca yagmur kar derken zordu tabiki -ki lale en cok sevdigim cicektir sevgili okuyucular-.



Fotograflari onceden ekleyince yaziya nerden baslayacagimi bilemedim.



Yaninda goreceginiz minik ise kardesi 'Yandan'. Isim verdim de onlara. Yandan henuz acamadi ama ablasini kiskandigi icin yakinda o da acacak, eli kulaginda. Candan Kandan beni cok seviyor, o yuzden fotograf cekiNirkene beni operek poz vermek istedi. Kirmadim cunku onu candan kandan derecede seviyorum.




Aksam uzeri de misafirimiz vardi. "Napiyosun lan burda bi sen eksiktin" desem de sallamadi fiti fitilemeye devam etti. Beni sevmedi bilakis ben ona taptim, bildigin seker paresi(!!o nasil ki) kitir kitir ye. Biraz agrasif ama anlasicaz zamanla..
Rosi insaninin tavsiyesi uzerine, evimizin yegane uyuzu koca popolu yasli bunak kedisinin mamasindan sunduk kendisine. "Ulan kirpi dedigin kedi mamasi yer mi lan, hastamisin" desem de "koy sen koy" istegine karsi gelemedim zira bugun cok sevimliyim.
Yedi havyan!.

Fakat kirpi dedigimiz cok kasincmis. Cunku resmen ellemek suretiyle parmak uclarimda hissettim kendisini. O dikenler ikinsan kirilmaz o derece saglam. Bilirdim de boyle de bilmezdim onu. Ders oldu bu bana. Bundan sonra kirpi bahsi gecince soyleyecek cok seyim var.

so long and thanks for all the fish diyesim geldi bunun ustune..
saglicakla..
kalvyeyi tirmaklariyla kullanan kadinlar var, citir citir ses cikiyo klavyeden.
emek yemeden once ya da tuvalet sonrasi tirnaklarinin icini temizlemek icin 2 uzeri 499834332 defa sabunla yikamak zorunda kaliyorlar mi ki? yoksa direk salla baba mi yapiyolar?
misal manikur masrafini 2'ye katliyorlar mi ya da? Yoksa tirnaklari kisa olan hatunlarla ayni ucreti mi oduyorlar?
bence fazla odesinler, fazla masraf yapiyorlar cunku :
tamam.

13 Nisan 2008 Pazar

Okumaktan cok zevk aldigim Afrika'dan Bildiriyor, -Ben boyle isimlendirmek istedim- surekli takip ettigim siteler, sag alt tarafta siralamis olduklarimin icinde.
Birazonce bir yazi okudum ve kesinlikle nefes darligi yasadim. Icim cekildi ve su an yasadigim hayata sukrettim..

Zaman bulabilirseniz, Aile ici iliskilerin bambaska boyutlara nasil suruklenebileceginin ornegini bu yazida okumanizi isterim..
bacak kadar bebe ol, giy, giydir sunnlari, takil bacaklarinda yapistigin asmis insanin bunyesinde parazit misali, arka fondaki muzik esliginde saga sola salla kendini dansetme gudulerini tatmin ederek, varligina sebebiyet verenlere minnettar olarak..




12 Nisan 2008 Cumartesi

seviyemden utandim terbiyesizim!..

Sevimli Lilly ve Dunya Haritasi

sus Lilly sus, vur kafayi uyu Lilly ic sutunu uyu Lilly diyesim geldi.

11 Nisan 2008 Cuma

ben detone olmadan 'out of time' soyliyim siz de dinleyin olur mu?

sonra cok parasi olan lavugun biri isikli klavye yaptirip piyasaya sursun.

ardindan bazi makinaci ve entasci arkadaslar tipasi acildiginda kendiliginden sisebilen seyahat yastigi ve mat yapsinlar, portatif uyku tulumu da cabasi..

suyundan da siz koyun.

9 Nisan 2008 Çarşamba

VAST

Film karesinde saclari ucusan, catwalk adimlarla agircekim yuruyen,

duyu organinizinda duyumsadiginiz sevdicek nefesi hisseden, donmedolapta en tepede takilip kalmis,

yolculukta iki bardak kahveyi icip uyuyarak molayi kaciran bunye, gulunmemesi gereken yerde gulen, alkislayan tek birey,

asansorde tanimadiginiz cillopla kaliveren, uzun yolculuk icin evden acilen cikarken 'ne unuttum ne unuttum' sayiklamasini yasayan,

ne bileyim bir isimsiz sarki
olursunuz.

Durulup durulup yeniden kaynasirsiniz.

Onerirsiniz.

Dinleyin, dinletin istersiniz..


Gunun sarkisi ise Frog olsun istersiniz..


Albumlerinden Music for People'i burdan dinleyebilsinler istersiniz..


O vokale icim icim erirsiniz oh.

6 Nisan 2008 Pazar

Dun gece saat 4 gibi odamin isigini kapattigimda, disaridan yansiyan aydinligin dolunaydan kaynaklanmadigini cok iyi biliyordum, yaklasik 15 gun filan var tesrifiyetine cunku.

Evimizin bulunmus oldugu konum itibariyle, ertaf fazla karanlik oldugu icin kolayca secebiliyorum dolunayin yarattigi aydinligi.

Bu seferki, baharin artik ortasinda oldugumuzu, Nisan ayinda oldugumuzu inkar edercesine lapa lapa yagan karin etrafta biraktigi beyazligin yansimasiydi.

Oglen kalktigimda gece gorebilmeyi umdugum manzaraan eser kalmamisti. Bugun de, gun boyunca lapa lapa yagan kar, hava sicakliginin yuksek olmasi ve gunesin seyirhalinde olmasi durumundan tutamadi. Ama su saatlerde birakilan beyazlik dercesinin Ankara'da ki Aralik ayini aratmayacak duzeyde oldugunu gorebiliyorum.

Kafami camdan disari cikartip, yuzumdeki sinirleri bir bir etkileyen diger taneler gibi, sansima dilimin ucuna dusen taneler sayesinde, Nisan ayinda yagan karin ne kadar da tatli oldugunu anlamis oldum..

Yarin ki hava durumunun elverisli olmasini diliyorum, isim gucum var..

5 Nisan 2008 Cumartesi

Sahsimla

Sonunda Brokeback Mountain izledik.

O sirada yanimizda karsi cinsten bir sahsin bulunmayisina sevindik. Hissiyatlarimiz garipsedi durumu. 'Breah' dedik, derin nefes aldik verirken titredi nefesimiz. Film bitti bir baktik yaymisiz kicimiz koltuktan disari cikmis. 'Oh ne de guzel filmdi oyle' dedik. 'Sonunda tam olarak izleyebildik bastan sona' dedik.

'Zaten Jake insanina Donnie Darko'dan hayranligimiz sonsuzdu yine dokturmus' dedik. Daha neler dokturecek bakalim dedik.
Izlemeyenler izlesin istiyoruz siddetle oneriyoruz.

Siz de izleyin kasilin acuk..

Sonra yemek yedik, ardindan Pina Colada ictik. O ne oyle icimiz gecti.

irgh begenmedik. Rakili hindiztancevizi dedik.

Titredik de kendimize geldik.

Saate baktik uu 8 olmus kesin film baslamistir kos kos kos dedik. Baktik 'o yess, bu da nesi?' dedik izlemeye basladik. Karman corman olduk, icimiz disimiza cikti.

Tadi damagimizda bile kaldi.

Kimileri icin, ask pitirciklari filmi diye dusunduk, kimileri icin kurgusuyla harkulade bir film diye dusunduk. 'Ne guzel oyunculuklar' dedik. 'Resmen tursusunu kur yahu' dedik.

Fakat en onemli nokta iste filmin muziklerinin sec-begen-al olmasi bizi darma duman etti.

Everybody is Somebody (Lifehouse) duyduk bisig demedik alttan aldik..
I know you are but what am I? (Mogwai) olabilir tamam, sakin, bu da iyi olmus baya dedik es gectik..
Maybe Tomorrow (Stereophonics) e yok artik yuh bu kacinci kez, bi bizim filme olmadi soundtrack dedik..

Ve filmi Coldplay'in pek tatlisi The Scientist ile bitireyim de bir de boyle koyayim dedigini anlamis olduk.

Pek cok begendik. Sevdiceginizle battaniye altinda Kucuk Emrah kaslariyla izleyiniz dedik.

Sevgi ve saygilarimizi Wicker Park esliginde ilettik.

Izlemeyenlere, sallayip izleyecek onlara iyi seyirler diledik.

Personal Satisfaction

Izleyiniz geciniz videolardan bu da .

3 Nisan 2008 Perşembe

Uyumaya calistigimda sabah olmustu, uyanmaya calistigimdaysa oglendi.. Benden once davrananlar coktan yerlerini kapmislardi bile.





Ben de girdigim gibi mutfaga bi guzel krep cirptim, bi guzel yapmisim ki oyle oturmayla 11 tane yedim ama basabaya yedim yani. Gercek! Kimildiyamiyorum simdi. Fazla fazla yedim gozum cikasiya kadar yedim kusacisiya yedim yettiginden fazla yedim.

Afiyet oldu ama.

Afiyet olurken Mimi'nin Beirut sarksini dinledim, pek sevdim. Gunce ruhiyetimde arka fonda.
Pamuk helva besbelli.


*Beirut sarki degil grupmus, tam yazmamis o yuzden bilememisiz..

2 Nisan 2008 Çarşamba

Ha bir de sey diyesim var..


Haciii nasi koyduk ama?

hahu

(3)2-(1)

'Biz gol yemeyiz gol atariz' diyerek yine butun gollere imzasini atan Fenerbahce, kendi kalesine de herzamanki gibi gol atmaktan cekinmedi elbette. Hepsi de ayni kaleye hemi? he!
Ben bunun artik taktik oldugunu dusunuyorum.

Her macta once kendi kalelerine gol atip sonradan maci yenmeden edemiyor bu cubuklu gencler..
13une birden soyleyecegim laflar var tabiki. Volkan'a laf coktur Kezman'a hic yoktur. Ayni mac icerisinde cok kufur yiyolar goklere sigdirilamiyorlar. Ben anlamam. 'Iyi topcular vesselam' der gecerim.
Cok cok kendini bir anda bir sey zannedip, "kossana lan deyyus", "neyi bekliyo orda acaba neyi", "pas ver lan", "iste bu aferim lan" diyebilirim kisirca.
Fakat herseyden once ben, en cok da maci taraftarlarin kazandigini dusunmekteyim.

Hayvan misiniz lan?

"Sari Lacivert Sampiyon Fener" kisminda koybolduk. Ya da bendim kaybolan sadece.. Kaybolmayana 1 size bisig olmasin.
Ayip hule.

Haftaya Stanford Brigde'de gorusuruz kuzular ;}

1 Nisan 2008 Salı

Diger gunlerde ne oldugumuz hatirlamamiz icin isimlendirilmis bir gun mu?










*edit: klasik ve basitce; dogumunun gunu kutlu, diger gunler bugunki gibi saglikli ve huzurlu olsun..

31 Mart 2008 Pazartesi

Film Elestirmesi.

Okullarimiz tatil deyu, bu hafta cok basarili bir film izleyicisi pozisyonundayim. Resmen yayarak film izliyorum. Cisim gelince ya da susarsam ayaklaniyorum.

Izliyorum da izliyorum.. Bildigin tembel.Bildigin uyuz.

Izlediklerimden birisi Lake House idi. Sandra Bullock sevmeme ragmen katlanarak izledim sirf o evin saka gibi muhtesem goruntusu yuzunden. 800 kere daha izleyebilirim. Pek sirin bir film.
Ask, romantizm ve bilimum..



Hangi gun izledigimi hatirlamiyorum ama bir digeri ise Jackass II oldu. Yorum bile yapasim yok bilenler biliyor. Ama bilmeyenlere; siddetli terbiyesizlik, igrenclik daniskasi atraksiyonlar, denizde ve evde denenemeyecek bilincsizce hareketler, bir o kadar da icinde bok barindiran bir film oldugunu belirtmek isterim. Bazi sahnelerini izlemedim bile. Ha bir de icerik olarak : fuck, holy shit, fucking bla bla, nut, oh my fucking bla bla oyle iste.



Bir sonraki ise yeterince gereksiz komiklikte olan Clerks II. Sidik yaristirmacali konusmalar iceren komedi filminin 5 tane bile yildizi var :s Neler bekliyorsunuz neler neler oluyor, iyi oluyor beklemeyenlerin yapismasi. Pek sevdigim kisim ise, kasiyerle musteri arasinda gecen 'Lord of the Rings' ve 'Star Wars' cekismelerindeki basarili yorumlar oldu.



Sonra bir baktim nerdeyse tam The Italian Jop izleyecektim ama kaydetmeyle ilgili sorunlar yasadigimizdan onun yerine elimizde hazir var olan Hot Fuzz'i izledik. Lanet olasica bir filmdi. Kesinlikle hoslanmadigim tarzda yapilmis bildiginiz Ingiliz komedisi. Gulunmesi gereken yerlerde guluyorsunuz. Sadece hehe sesini cikartarak izliyor, bazen de hehehe olmasi icin zorluyorsunuz boylece bitiyor film. Izlemeyin siddetle tavsiye etmiyorum. IMDb puanina bakarak izlemenizi tavsiye ediyorum sadece.




Kesinlikle izlemenizi istedigim (sanane) film The Italian Job. Tamam, hepsini izleyemedim belki, ama izledigim kismi bile yeniden izlemem icin surekli icimdeki testesteronu harekete geciren salgilar salgiliyor salgilayasica salgi. Sirf izleyemedigim icin bu kadar abartiyor da olabilirim. Basrol oyuncalarindan birinin Edward Norton olmasi bile yetmez mi ki? Bir gun yine yeniden izlicem bu atraksiyonel filmi, en basindan sonuna kadar kocaman gozlerle.. (atraksiyonel!?)



Izlemediklerimden, The Fountain ve Enduring Love sirada bekleyenlerden. The Fountain'i kaydettim (!umarim!) izlicem yakinda. Digeri ise ne zaman denk gelirse, kacirdim onu artik..

Basiniza film elestirmeni kesildigim su gunlerde, siddetle izlemenizi istedigim ya da izlemenizi hic istemedigim filmleri size bildirmekten ovunc duyarim.


Sen bilirsin tabi.


Nacizane.

Yoksa zaten ne diyim ki. -Diyeyim ki? (Turkce dogrusu ile)-
'Bir keresinde' diye baslayan cumleler gecmis barindirir, kacin!

Bir keresinde, -kucuktum ama daha o zamanlar- sitemizin mal bebeleri memelerimizin cikmaya basladigini farkedebilecek kapasiteye geldiklerinde bizimle top oynamiyorlardi artik, o yuzden hirs yapmistik. Birseyler yapmaliydik, kanitlamaliydik. Biz de erkek olabilirdik. Evet olabilirdik..
Bu yuzden, gucumu ispat etmek icin duvara yumruk atmistim, herkeslerden gizli, evin icinde biryerlerde. Kime neyi kanitliyorsun! 3 gun agrimisti caniminici kemigim. Heralde annem filan farkedip sorsa, direk aglamaya baslardim. Lan zaten parmaklarin yeterince ince, kirabilmek icin mi kasiyorsun, nedir bu gaz !? Tas gibi hatun omak vardi breah. Vurdun mu oturtcan.

O zamanlar iyi bir topcu olabilirdim.Hevesimizi kirdilar. Biz de ip atladik. Koca gotlerini hicbir zaman 'beller' e kadar kaldiramadilar.

Yok sonra hatunlarin ince ve kirilgan yapilarindan bahsedin.


Zamanla, kizlarin ilgisini cekebilecek bir cukum olmamisti ama erkeklerin ilgisini cekebilecek memelerim olmustu.. Bu da nedenini acikliyordu.


Uzun boylu ve kilolu olmadigim icin dogmus oldugum zaman sartlarina minnettarim. 'At gibi' hatunlardan hicbirsekilde haz edemiyorum, sanirim bu yuzden. Edenlerin de bunyelerine veriyorum. Hepinize ucyuzbesyuz..

25 yildir hep minicigim. Tek elimi kirmaya calistigim gun pismanlik duymustum sanirim bu halimden. Anne sutunu yeterince icmedigim icin de mutluyum. Bakma oyle. Sen bak. Sen de bakma. Sen bakabilirsin.

Hicbir zaman cok yemek yemedim, yiyemiyorumda hala daha, gerek duymam, yettigi kadar yerim (kendimce). Cevremdekilere gore hep cok zayifim. Kendileri asiri (!) yedikleri icin beni hep az yiyor olarak goruyorlar.
Ekmek ve tuz ile hicbir zaman aram olmadi.
[Bosluk doldurucular..]

Bir keresinde, televizyonda bir belgesel ve annem karsilikli konusurlar. Bu duruma sahit olan ben de bir guzel gulerim..
-..boylece kisinin en fazla 25 gun ac kalabildigi anlasilmistir..
-benim kizim 25 yildir ac, ey gidi..
o zamanlar 24 tum, icerde gecen gunleri de saydi tatli yanak ;)

Gereginden fazla yemekten vazgecin insanlar!
Ac gozlu olmayin!
Yiyebileceginiz kadar alin, abartmayin!
Ekmekten, tuzdan vazgecin!

Biraz once cips yerken dibinde kalanlari yiyebilmek icin kafama diktigim paketin icini incelerken aklima geldi bunlar birden :] Oturdugumuz yeri sekizyuzbin kisi cekirdek citlemis hale cevirir, beyinsizce karsi cinse laf sokmacali muhabbetler ederdik. Abla olmaya calisirken yaptigimiz dedikodular daha tatliydi bea. Simdi herseyler pek bi ciddi.

Saglikli yasamlar dilerim size de..



Fotograflar Severn Nehri uzerinden. Arabanin icinden ancak bu kadar. Tanidik geldi diye sirf.. Yaziyla alakasiz olmalari ise terbiyesizlik olsun diye.

29 Mart 2008 Cumartesi

Calan beste mahur olmasa bile, mujganlarimla beraber aglasan yine ben olmustuk.

27 Mart 2008 Perşembe

pray to god I can think of a nice thing to say
but I dont think I can
so fuck you anyway

bugun de boyle uyandirivermis olduk kendimizi..

Archive - Fuck U

22 Mart 2008 Cumartesi

Ait olmadigim hayatlara ortak olmak nasil da garip bir duygu.. Cok yorgun olup ta uyuyamamak gibi arada takilip kalmis hissettiriyor.

Iclerine dustugumde, kendimden en az bir cumle bile bulsam yuzumun gulumsemesine sebep olurken yazilari, saygideger blog yazarlari sidik yaristirip birseyleri ispatlama cabalarini yuzustune cikardiklarinda ne de pislik oluyorsunuz.

Imreniyorum bu gotu kalkik halinize.

Ne de hossunuz boyle..

Siktiriniz gidiniz rica ederim.

21 Mart 2008 Cuma

bugunun her saatinde bir kere opebilmis olsaydim seni, yilin diger 364 gunune nazaran, cok daha esit davranmis olurdum.

20 Mart 2008 Perşembe

sen inctin sigarayi, ben nefes alamadim
ben guldum, onlar agladilar
siz adim attiniz, biz uyuduk
o makyaj yapti, sen kor oldun
sen ictin, ben kustum
biz sevistik, onlar hayal kurdular
o gun saydi, sen acidin
ben sovdum, onlar dilek diledi
sen sectin, o razi oldu
ben yazdim, siz okudunuz.

19 Mart 2008 Çarşamba

GreenDay

sonra gecen gun yesil bira ictim. St. Patrick's Day mis diye Mart'in 17nci gunu.
bildigin bira.


lafi uzatmaya gerek yok.
kusuyodum nerdeyse. hissiyati garip kuzum bize gelmez bunlar.
eline vermek.

cocugu koymak.

manita yapmak.

gecirmek.

kalaylamak.

kaydirmak.

"erkek olsam" lafindan yola cikaraktan.


Bir de surdan 'yakin' madem. Gerci bazilarinin anlamlarini farkli oldugunu dusunuyordum ama bunlari 'es gecerek' 'takilmak' daha eglenceli oluyor :]
ben ettim sen etme

Evde denemeyin. ya da deneyin hadi.

Gecen gun okulun kutuphanesinde bilgisayar sirasi beklerken, hele bir bakayim bunlari boyle ozenle dizmelerinin bir sebebi vardir diye icimden gecirirken, bir kac kitaba takildim gozumun ucuyla. Ustelik acip inceledim de nedir, ne degildir. Tas gibi hasin kitaplar vardi.
Aldim bi kacini masanin uzerine, hatirinizda kalan inek ogrenci modeli ehi ehi seklinde, madem bu zaman gececek boyle gecsin dedim. Basladim okumaya. Yedi dokuz sayfa onbes altmis sayfa birden atlayip okudum ama oyle manyak degilim oturum hepsini okuyum. 'Sessiz ogrenci bolumu' diye bir sey var okusam orda okurdum besbin saat.
Birisi baya ilgimi cekti. Odunc aldim ben de, madem zaten tatilik deyu.
Ustunde numaram ve iletilmesi gereken tarihle berbaber cok mutluyum hala daha su dakikalarda.
Soyle kocaman ansiklopedi tarzinda bir sey. Tamam bana gore kocaman. Eski tarihli bir kitap.
Ilgimi cekmesinin sebebi ise; tarihte, kitaplarda, televizyonlarda veya herhangi bir yerde adini duydugunuz sahislarin aforizmalarinin, deyislerinin soyledikleri sozlerin yer almasiydi.
Icinde cok buyuk bir emek barindiriyordu bana gore, o kadar arastiricaksin adamlari, tek tek eleyeceksin bir de aforizmalarinin kalitesine gore yazip yayinlayacaksin..
Taktir ediyorum.
Gercek!.
Bazi kelamikibarlari da siz yaratiyosunuz zaten. Onlara lafimiz yok.
Burdan da bidi bidi etmemin sebebi ise bazilarini yardirmak isteyisimle alakali.
O kadar.
crux*



~Kadinlar zayiftir ama anneler kuvvetlidir.. Victor Hugo
~Butun hayvanlar esittir ama bazi hayvanlar digerlerinden daha esittir.. George Owell
~Ne yoksuldur sabri olmayanlar.. William Shakespeare
~Ac bir midenin kulaklari yoktur.. Jean de la Fontaine
~Kendinden sozetmek cok soylu bir - ikiyuzluluktur.. Frederic Nietzsche
~Huzur gorunmezdir.. Maxim Litvinov
~Yavas yuruyor olabilirim ama hic bir zaman geriye dogru yurumedim.. Abraham Lincoln
~Yumruk halindeki bir eli sikamazsiniz.. Indria Gandhi
~Sex, resnkarnasyonun dokuz sebebinden bir tanesidir, digeler sekizi onemsizdir.. Henry Miller

demisler kendileri ve yazamayacagim kadar pek coklari.


*tirmanisin en zor kismi.

15 Mart 2008 Cumartesi

Dagitimcina koyyim Top-Shop.

Cok seksi bir telefonum oldugundan-ben oyle goruyorum-, uyanmami saglayan cok sehvetli alarm tonlarim var. Ama gune sehvetsiz uyanan ben oluyorum tabiki.

Bugun 8.28'de(2 dakika miyminti hakki) dibilip dibilip sikirdayan telefonum, gayette sehvetli uyandirdi sagolsun. Farkettim ki cok feciyim bugun.
Her sabah oldugu uzre, dirsegimin uzerinde dogrularak birazcik oturdum yatakta ayaklarimi seker kiz candy edasinda sarkitmis sallarken.
Cise gittim sonra. Bazi sabahlarda yasadigim gozu kapali iseme seansini bu sabahta yasadim, hala daha uyudugum icin kalkasim gelemiyor klozetten. O kadar pislik bir bunye.
Yuz yika, temizlen durulan fircala sol sag alt ust, dil filan.. Havlularla ilgili cok sapkin takintilarim var uzatmadan gectim orayi "filan" kisminda.
Bundan sekiz yil once aldigim biyiklarim goz kirparken, elbettteki onlara da sira gelecekti ama oncesinde kaslarimi hallettim. Aslinda mutluydum biyiklarimla. Bira icerken boyle biyigima bulasan kopukleri derin bir nefesle icime dogru cekmek pek eglenceli oluyodu.
-tabi bazi bazi insan olmak gerekiyor-

En zoru da; aksam yatmadan once karar vermedigimden, gereksiz fazlalikta olan kiyafetlerim arasindan ne giyecegimi secmek oldu. "Ne bulursan giyip cikiyorum yaaah"lar eskide kaldigindan, onun altina sunu, bunun ustune onu zaman cabucak akti gitti. Gunun anlam ve onemine uygun olmayan bir kiyafet secmistim ustelik. O kadar abartmadim canim.
Evet biliyordum, goz onunde olacagin, sunum yapacagin, surekli konusabilecegin bir durumda, kisilerin dikkatini kendi uzerine degil, aktardigin konuya cekmeye calisirsin. Ama ben gecen haftadan kalan hirsimla, psikolojik baski yontemine basvurmaya kararliydim. Makyaj bile yaptim yahuuuu.
Gayet hos bir o kadarda yurek yakar bir haldeydim yani..

Cabalarim sonuc vermis, ihanete ugramis bir kadinin cehennemden beter olabilecegini herkese gostermistim.
Basarimi; hocanin ovgulerine, alakgonullulkle karsilik vererek kutladim. Yine yaptim seklimi yani.

Ciktim okuldan, catwalk adimlarla attim kendimi carsi sokak magaza, hemen para harcadim acimadan. Kendimi odullendirdim guya pantol aldim. Pek hos. Sen de gorsen begenirsin yani, oyle bisig.
Eve geldim, cikarttim cantadan denedim bir daha oh sahane ayol. Cikarttim ustumden, tam asiyorum, 40derecede yikayin soyle utuleyin yok kuru temizleme vs.. yazan etiketin arkasinda "Made in Romenia" yazisini gorup goz yaslarina bogulurken kaderime oyun oynayan o cakal magzaya sovdum. Eslik et bence.
Caktirmadan iyi aksamlar diliyorum.

8 Mart 2008 Cumartesi

Bak hele sen! yok bunu da anlamadi..

Haftaya sinavim var.
Hem de, bir Romanya manyagiyla ortak bir calisma sinavi. Karsilikli tartismacali, yer yer sunumlu, soru sormali, emmeli gommeli bisiigler..
Birseyler konusup, tartisip bazen onayli, bazen de onay vermeyip birbirimizin sacini basini yolup tirmalascaz. Hoca da bizi izleyip not verecek. Hangimizin tirnagi daha uzun..

Haftalardir buna hazirlaniyoruz. Ben insan olarak hazirim!.

Fakat bugun, 'dagin ardindaki diger yerliler' olarak gordugum Romanya sapiginin, anadan ureme yaratilisindan hazir oldugunu kavrayip, ne yapsam da insaligin faydali olmayacagina kanaat getirip, Romanyalilarin bilincsizce hareket ettiklerine karar verdim (evet :(Cumartesi gunleri okulum var, kotu bisig degil bu :( yazik la).
Bildiginiz cingene iste. Sovdugumun Romanyalisi. Bisig soracak olacaksan onceden hazirlik filan yapman lazim. Derin nefes alip sinirlerine hakim olman, yeterince sabirli olman, hazir cevap olman, ekstra bilgiye sahip olman (ki zaten kucuk beyinli olduklarindan muhakkak artiniz vardir bu konuda) bir o kadar da, gergin olmaman gerekiyor. Aksi taktirde Osmanli tokadini yapistirabilir bir guce sahip olman gerekiyor. Ben birincisini tercih ediyorum. Insan olarak.
Bakiniz: minik el.
Bu yaratikla daha onceden de gecmisim var benim. Grup halinde calisiyorduk yine, kendilerine yonelttigim sorunun cevabini bir de kitapan kontrol etmek isteyince -dersin ortasinda- kendinden gecmisti (sana ikinci baski oldu lule kafa). Sok olmustum. Bi anda sinifta kimse konusmayip bunu dinlemeyi ve gotlerinin kenariyla gulmeyi tercih etmislerdi.
Bugunki maceramiz ise; yenilgiyi hazmedememek oldu. Bir dengesiz ancak bu kadar camur olabilir. Hocanin sonuc itibariyle puan verecegi calismada, bahsi gecen sahis, kendisini tam olarak bilgilendirmedigimi dusundugu icin kaybetmesini kabullenemeyip, olayi ulke meseleleri haline getirdi. . Bla bla karsilikli birsuru laf kalabaligi, atismalardan sonra gelenlere bakiniz..

Cumle 1; "Turkiye'yi arastirmis bir kisiyim ben."

Ardindan cumle 2; "Seninle tartismak istemiyorum"

devam ediyor cumleler ardi arkasi kesilmeksizin; "Lutfen beni buna mecbur etme".. "aa lutfen bana bu sekilde hitap etme".. "yok yok hayir".."inan gerek yok".. "ben biliyorum ne oldugunu".."abim de orda calismisti, pek guvenilir degilsiniz"

Noluyo olm lan :s


Hoca "hop" dedi

ben de "tut" dedim attim sozlugu onune cotank! deyu tutamadi tabi salak


"insanligin anlamina bir bak neymis" dedim anlamadi tabi.

dedim "gidiyorum, bu siniftan cikana kadar gelemicem kusura bakmayiniz." -cok pis sekil yaparim-
"cikisa gel lan" dedim anlamadi yine


sonuc itibariyle ciktim fekat pek yatismadi sinirlerim dogal olarak.. Aradan birsuru zaman gecince disarda ozur diledi, ama sen kimi yiyosun lan "haftaya ziktim belani senin" dedim bunu da anlamadi malesef.

"hani arastirmistin Turkiye'yi dedim hicbirini bilmiyosun bunlarin"

hikmik etti.

"gorusuruz" dedim goz de kirptim onu anladi..

Haftaya sinavim var.

Eski bir sarki dinliyordum cok iyi geldi eski eski.