20 Ağustos 2008 Çarşamba

Baba Zula Ankara'da

Baba Zula'yı ilk dinlediğimde ruh halim pek de yerinde değildi(!). Hani az biraz duygusal açıdan kendimi iyi hissetmediğim bir döneme denk gelmişti. İç çalkatılarımla, hissettirdikleri güzellikle dikkatimi yeterince çekebilecek durumaydı Baba Zula.
Aradan geçen zaman sonrasında, bundan yıllar önce Köprüyü Geçmek filminde de kulakların şenlendirmesinin nasıl olduğunu göstermiş olan Baba Zula, 21 Ağustos Perşembe akşamı Ankara'da güzelliklerini yayacaklar.



Gitme şansımın hiç yüksek olmadığı konseri izleyeceklere, pek sevimli dinleyişler diliyorum.

İçimde, dışımda, oramda, buramda her yerimde çok özel ve güzel değeri olan Bir Sana Bir de Bana parçasını da afiyetle huzurlarınıza sunmak isterim.

Öylesine dinlemeyin ama şöyle güzelce bir dinleyin emi..

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Bağcıklara farklı akımlar.

Yaz zamanı aslında daha çok kimilerinin "sandalet"kimilerinin "terlik işte yağ" olarak adlandırdıkları ayakkabılarımız daha çok tercih edilir durumdayken, hala daha spor ayakkabılarını veya bağcıklı ayakkabılarını giymekten kesinlikle vaz geçemeyenler sevimli bir değişiklik olmasını isterse diyre, ucundan minik bir öneride bulunayım bari diye düşündüm. Ne kadar da düşünceliyim :s

Siteyi ziyaret ederseniz bağcıklarınıza yyapabileceğiniz bu farklı değişikliklerle, ayakkabılarınızın yüzünü azcık makyajlamış olursunuz. Ben bu alttaki şekle gönül koydum, hadi size kolay gelsin..

Yokluğumdan bir bukle..

Çok uzun zamandır tatildeyim. Kendimi o kadar çok tatil psikolojisine kaptırmışım ki her şeyi tatilde gibi hissediyorum. Sürekli bir sürtme vaziyetindeyim. Ziyaretler, seyahatler, konserler ve sevdicek..

Sevdiceği görebilme potansiyeli her şeyi geride bırakmama sebep oluyor zaten.
Haziranın son haftasından beri Türkiye'deyim. Sadece iki farklı şehir(üç mü dört mü yoksa!?) ve iki farklı konser görmüş durumdayım. Her ikisi de birbirinden alakasız ama bir o kadar da haz verici konserler oldular. İlk olarak Travis konserinde boy gösterişimiz geç kalmamızla alınan hazla aynı orantıdaydı. Travis'in erken saate alınmasını bilemeyişimiz de aşık olduğumuzdan kaynaklanıyor olabilir tabi, neden olmasın?

Bir sonraki Massive Attack konseri ise, görüntüsü ile olsun ses düzenindeki kopuklukları ile olsun içimi dışıma çıkartacak kadar başarılı ve şehvetliydi gerçekten. Çok eğlendim.

Şimdilerde ise herkesler gibi göbek yapmakla meşgulüm ne de olsa sahillerde boy gösterdim yeterince, oralara buralara gittim diyerek sevdicekle yarışıyoruz. Tabii ki yeniliyorum :G

Sahil diyince aklıma geleni iletmek istemekteyim hemen. Sevdiceğimle beraber Saros Körfezi'nde Erikli'ye gittik. Ege sahillerinde girdiğim en güzel denizlerden birisiydi diyebilirim. Muazzam bir deniz istiyorsanız Erikli'nin Uzunkum(!?) sahilini tercih etmenizi önerebilirim. Koyduğum noktalama işaretlerinin anlamı bulunduğumuz çadır kampından kilometrelerce uzakta olması. Bilmiyorum işte salladım. Sormayı unutmuşum ehu. Ama Erikli'nin içine girmenize gerek yok, bizzat gördüm güveniyorsanız zevkime denize girin çıkın gidin. Zira Ege'nin minik sahil kasabalerından pek farkı yok. Sıkıcı, aynı şeyleri satan tek bir sokak üzerinde yürüyen yüzlerce insan topluluğu ve pahalı mekanlar..

İstanbul'u çok özlemişim, gerçek :] Ankara'yı hiç özlememişim, gerçek :D
22si itibariyle tekrar ziyaret edeceğim İstanbul'u ve Scorpions konserinde boy göstereceğim ellerinden tuttuğum aşk rüzgarımla fiti fiti. Eğlencenin dibine vurup zevkin doruklarına ulaşacağım. Tıpış tıpış geri döneceğim sonra.

İyi günler.