Izliyorum da izliyorum.. Bildigin tembel.Bildigin uyuz.
Izlediklerimden birisi Lake House idi. Sandra Bullock sevmeme ragmen katlanarak izledim sirf o evin saka gibi muhtesem goruntusu yuzunden. 800 kere daha izleyebilirim. Pek sirin bir film.
Ask, romantizm ve bilimum..
Hangi gun izledigimi hatirlamiyorum ama bir digeri ise Jackass II oldu. Yorum bile yapasim yok bilenler biliyor. Ama bilmeyenlere; siddetli terbiyesizlik, igrenclik daniskasi atraksiyonlar, denizde ve evde denenemeyecek bilincsizce hareketler, bir o kadar da icinde bok barindiran bir film oldugunu belirtmek isterim. Bazi sahnelerini izlemedim bile. Ha bir de icerik olarak : fuck, holy shit, fucking bla bla, nut, oh my fucking bla bla oyle iste.
Bir sonraki ise yeterince gereksiz komiklikte olan Clerks II. Sidik yaristirmacali konusmalar iceren komedi filminin 5 tane bile yildizi var :s Neler bekliyorsunuz neler neler oluyor, iyi oluyor beklemeyenlerin yapismasi. Pek sevdigim kisim ise, kasiyerle musteri arasinda gecen 'Lord of the Rings' ve 'Star Wars' cekismelerindeki basarili yorumlar oldu.
Sonra bir baktim nerdeyse tam The Italian Jop izleyecektim ama kaydetmeyle ilgili sorunlar yasadigimizdan onun yerine elimizde hazir var olan Hot Fuzz'i izledik. Lanet olasica bir filmdi. Kesinlikle hoslanmadigim tarzda yapilmis bildiginiz Ingiliz komedisi. Gulunmesi gereken yerlerde guluyorsunuz. Sadece hehe sesini cikartarak izliyor, bazen de hehehe olmasi icin zorluyorsunuz boylece bitiyor film. Izlemeyin siddetle tavsiye etmiyorum. IMDb puanina bakarak izlemenizi tavsiye ediyorum sadece.
Kesinlikle izlemenizi istedigim (sanane) film The Italian Job. Tamam, hepsini izleyemedim belki, ama izledigim kismi bile yeniden izlemem icin surekli icimdeki testesteronu harekete geciren salgilar salgiliyor salgilayasica salgi. Sirf izleyemedigim icin bu kadar abartiyor da olabilirim. Basrol oyuncalarindan birinin Edward Norton olmasi bile yetmez mi ki? Bir gun yine yeniden izlicem bu atraksiyonel filmi, en basindan sonuna kadar kocaman gozlerle.. (atraksiyonel!?)
Izlemediklerimden, The Fountain ve Enduring Love sirada bekleyenlerden. The Fountain'i kaydettim (!umarim!) izlicem yakinda. Digeri ise ne zaman denk gelirse, kacirdim onu artik..
Basiniza film elestirmeni kesildigim su gunlerde, siddetle izlemenizi istedigim ya da izlemenizi hic istemedigim filmleri size bildirmekten ovunc duyarim.
Sen bilirsin tabi.
Nacizane.
Yoksa zaten ne diyim ki. -Diyeyim ki? (Turkce dogrusu ile)-