31 Mart 2008 Pazartesi

Film Elestirmesi.

Okullarimiz tatil deyu, bu hafta cok basarili bir film izleyicisi pozisyonundayim. Resmen yayarak film izliyorum. Cisim gelince ya da susarsam ayaklaniyorum.

Izliyorum da izliyorum.. Bildigin tembel.Bildigin uyuz.

Izlediklerimden birisi Lake House idi. Sandra Bullock sevmeme ragmen katlanarak izledim sirf o evin saka gibi muhtesem goruntusu yuzunden. 800 kere daha izleyebilirim. Pek sirin bir film.
Ask, romantizm ve bilimum..



Hangi gun izledigimi hatirlamiyorum ama bir digeri ise Jackass II oldu. Yorum bile yapasim yok bilenler biliyor. Ama bilmeyenlere; siddetli terbiyesizlik, igrenclik daniskasi atraksiyonlar, denizde ve evde denenemeyecek bilincsizce hareketler, bir o kadar da icinde bok barindiran bir film oldugunu belirtmek isterim. Bazi sahnelerini izlemedim bile. Ha bir de icerik olarak : fuck, holy shit, fucking bla bla, nut, oh my fucking bla bla oyle iste.



Bir sonraki ise yeterince gereksiz komiklikte olan Clerks II. Sidik yaristirmacali konusmalar iceren komedi filminin 5 tane bile yildizi var :s Neler bekliyorsunuz neler neler oluyor, iyi oluyor beklemeyenlerin yapismasi. Pek sevdigim kisim ise, kasiyerle musteri arasinda gecen 'Lord of the Rings' ve 'Star Wars' cekismelerindeki basarili yorumlar oldu.



Sonra bir baktim nerdeyse tam The Italian Jop izleyecektim ama kaydetmeyle ilgili sorunlar yasadigimizdan onun yerine elimizde hazir var olan Hot Fuzz'i izledik. Lanet olasica bir filmdi. Kesinlikle hoslanmadigim tarzda yapilmis bildiginiz Ingiliz komedisi. Gulunmesi gereken yerlerde guluyorsunuz. Sadece hehe sesini cikartarak izliyor, bazen de hehehe olmasi icin zorluyorsunuz boylece bitiyor film. Izlemeyin siddetle tavsiye etmiyorum. IMDb puanina bakarak izlemenizi tavsiye ediyorum sadece.




Kesinlikle izlemenizi istedigim (sanane) film The Italian Job. Tamam, hepsini izleyemedim belki, ama izledigim kismi bile yeniden izlemem icin surekli icimdeki testesteronu harekete geciren salgilar salgiliyor salgilayasica salgi. Sirf izleyemedigim icin bu kadar abartiyor da olabilirim. Basrol oyuncalarindan birinin Edward Norton olmasi bile yetmez mi ki? Bir gun yine yeniden izlicem bu atraksiyonel filmi, en basindan sonuna kadar kocaman gozlerle.. (atraksiyonel!?)



Izlemediklerimden, The Fountain ve Enduring Love sirada bekleyenlerden. The Fountain'i kaydettim (!umarim!) izlicem yakinda. Digeri ise ne zaman denk gelirse, kacirdim onu artik..

Basiniza film elestirmeni kesildigim su gunlerde, siddetle izlemenizi istedigim ya da izlemenizi hic istemedigim filmleri size bildirmekten ovunc duyarim.


Sen bilirsin tabi.


Nacizane.

Yoksa zaten ne diyim ki. -Diyeyim ki? (Turkce dogrusu ile)-
'Bir keresinde' diye baslayan cumleler gecmis barindirir, kacin!

Bir keresinde, -kucuktum ama daha o zamanlar- sitemizin mal bebeleri memelerimizin cikmaya basladigini farkedebilecek kapasiteye geldiklerinde bizimle top oynamiyorlardi artik, o yuzden hirs yapmistik. Birseyler yapmaliydik, kanitlamaliydik. Biz de erkek olabilirdik. Evet olabilirdik..
Bu yuzden, gucumu ispat etmek icin duvara yumruk atmistim, herkeslerden gizli, evin icinde biryerlerde. Kime neyi kanitliyorsun! 3 gun agrimisti caniminici kemigim. Heralde annem filan farkedip sorsa, direk aglamaya baslardim. Lan zaten parmaklarin yeterince ince, kirabilmek icin mi kasiyorsun, nedir bu gaz !? Tas gibi hatun omak vardi breah. Vurdun mu oturtcan.

O zamanlar iyi bir topcu olabilirdim.Hevesimizi kirdilar. Biz de ip atladik. Koca gotlerini hicbir zaman 'beller' e kadar kaldiramadilar.

Yok sonra hatunlarin ince ve kirilgan yapilarindan bahsedin.


Zamanla, kizlarin ilgisini cekebilecek bir cukum olmamisti ama erkeklerin ilgisini cekebilecek memelerim olmustu.. Bu da nedenini acikliyordu.


Uzun boylu ve kilolu olmadigim icin dogmus oldugum zaman sartlarina minnettarim. 'At gibi' hatunlardan hicbirsekilde haz edemiyorum, sanirim bu yuzden. Edenlerin de bunyelerine veriyorum. Hepinize ucyuzbesyuz..

25 yildir hep minicigim. Tek elimi kirmaya calistigim gun pismanlik duymustum sanirim bu halimden. Anne sutunu yeterince icmedigim icin de mutluyum. Bakma oyle. Sen bak. Sen de bakma. Sen bakabilirsin.

Hicbir zaman cok yemek yemedim, yiyemiyorumda hala daha, gerek duymam, yettigi kadar yerim (kendimce). Cevremdekilere gore hep cok zayifim. Kendileri asiri (!) yedikleri icin beni hep az yiyor olarak goruyorlar.
Ekmek ve tuz ile hicbir zaman aram olmadi.
[Bosluk doldurucular..]

Bir keresinde, televizyonda bir belgesel ve annem karsilikli konusurlar. Bu duruma sahit olan ben de bir guzel gulerim..
-..boylece kisinin en fazla 25 gun ac kalabildigi anlasilmistir..
-benim kizim 25 yildir ac, ey gidi..
o zamanlar 24 tum, icerde gecen gunleri de saydi tatli yanak ;)

Gereginden fazla yemekten vazgecin insanlar!
Ac gozlu olmayin!
Yiyebileceginiz kadar alin, abartmayin!
Ekmekten, tuzdan vazgecin!

Biraz once cips yerken dibinde kalanlari yiyebilmek icin kafama diktigim paketin icini incelerken aklima geldi bunlar birden :] Oturdugumuz yeri sekizyuzbin kisi cekirdek citlemis hale cevirir, beyinsizce karsi cinse laf sokmacali muhabbetler ederdik. Abla olmaya calisirken yaptigimiz dedikodular daha tatliydi bea. Simdi herseyler pek bi ciddi.

Saglikli yasamlar dilerim size de..



Fotograflar Severn Nehri uzerinden. Arabanin icinden ancak bu kadar. Tanidik geldi diye sirf.. Yaziyla alakasiz olmalari ise terbiyesizlik olsun diye.

29 Mart 2008 Cumartesi

Calan beste mahur olmasa bile, mujganlarimla beraber aglasan yine ben olmustuk.

27 Mart 2008 Perşembe

pray to god I can think of a nice thing to say
but I dont think I can
so fuck you anyway

bugun de boyle uyandirivermis olduk kendimizi..

Archive - Fuck U

22 Mart 2008 Cumartesi

Ait olmadigim hayatlara ortak olmak nasil da garip bir duygu.. Cok yorgun olup ta uyuyamamak gibi arada takilip kalmis hissettiriyor.

Iclerine dustugumde, kendimden en az bir cumle bile bulsam yuzumun gulumsemesine sebep olurken yazilari, saygideger blog yazarlari sidik yaristirip birseyleri ispatlama cabalarini yuzustune cikardiklarinda ne de pislik oluyorsunuz.

Imreniyorum bu gotu kalkik halinize.

Ne de hossunuz boyle..

Siktiriniz gidiniz rica ederim.

21 Mart 2008 Cuma

bugunun her saatinde bir kere opebilmis olsaydim seni, yilin diger 364 gunune nazaran, cok daha esit davranmis olurdum.

20 Mart 2008 Perşembe

sen inctin sigarayi, ben nefes alamadim
ben guldum, onlar agladilar
siz adim attiniz, biz uyuduk
o makyaj yapti, sen kor oldun
sen ictin, ben kustum
biz sevistik, onlar hayal kurdular
o gun saydi, sen acidin
ben sovdum, onlar dilek diledi
sen sectin, o razi oldu
ben yazdim, siz okudunuz.

19 Mart 2008 Çarşamba

GreenDay

sonra gecen gun yesil bira ictim. St. Patrick's Day mis diye Mart'in 17nci gunu.
bildigin bira.


lafi uzatmaya gerek yok.
kusuyodum nerdeyse. hissiyati garip kuzum bize gelmez bunlar.
eline vermek.

cocugu koymak.

manita yapmak.

gecirmek.

kalaylamak.

kaydirmak.

"erkek olsam" lafindan yola cikaraktan.


Bir de surdan 'yakin' madem. Gerci bazilarinin anlamlarini farkli oldugunu dusunuyordum ama bunlari 'es gecerek' 'takilmak' daha eglenceli oluyor :]
ben ettim sen etme

Evde denemeyin. ya da deneyin hadi.

Gecen gun okulun kutuphanesinde bilgisayar sirasi beklerken, hele bir bakayim bunlari boyle ozenle dizmelerinin bir sebebi vardir diye icimden gecirirken, bir kac kitaba takildim gozumun ucuyla. Ustelik acip inceledim de nedir, ne degildir. Tas gibi hasin kitaplar vardi.
Aldim bi kacini masanin uzerine, hatirinizda kalan inek ogrenci modeli ehi ehi seklinde, madem bu zaman gececek boyle gecsin dedim. Basladim okumaya. Yedi dokuz sayfa onbes altmis sayfa birden atlayip okudum ama oyle manyak degilim oturum hepsini okuyum. 'Sessiz ogrenci bolumu' diye bir sey var okusam orda okurdum besbin saat.
Birisi baya ilgimi cekti. Odunc aldim ben de, madem zaten tatilik deyu.
Ustunde numaram ve iletilmesi gereken tarihle berbaber cok mutluyum hala daha su dakikalarda.
Soyle kocaman ansiklopedi tarzinda bir sey. Tamam bana gore kocaman. Eski tarihli bir kitap.
Ilgimi cekmesinin sebebi ise; tarihte, kitaplarda, televizyonlarda veya herhangi bir yerde adini duydugunuz sahislarin aforizmalarinin, deyislerinin soyledikleri sozlerin yer almasiydi.
Icinde cok buyuk bir emek barindiriyordu bana gore, o kadar arastiricaksin adamlari, tek tek eleyeceksin bir de aforizmalarinin kalitesine gore yazip yayinlayacaksin..
Taktir ediyorum.
Gercek!.
Bazi kelamikibarlari da siz yaratiyosunuz zaten. Onlara lafimiz yok.
Burdan da bidi bidi etmemin sebebi ise bazilarini yardirmak isteyisimle alakali.
O kadar.
crux*



~Kadinlar zayiftir ama anneler kuvvetlidir.. Victor Hugo
~Butun hayvanlar esittir ama bazi hayvanlar digerlerinden daha esittir.. George Owell
~Ne yoksuldur sabri olmayanlar.. William Shakespeare
~Ac bir midenin kulaklari yoktur.. Jean de la Fontaine
~Kendinden sozetmek cok soylu bir - ikiyuzluluktur.. Frederic Nietzsche
~Huzur gorunmezdir.. Maxim Litvinov
~Yavas yuruyor olabilirim ama hic bir zaman geriye dogru yurumedim.. Abraham Lincoln
~Yumruk halindeki bir eli sikamazsiniz.. Indria Gandhi
~Sex, resnkarnasyonun dokuz sebebinden bir tanesidir, digeler sekizi onemsizdir.. Henry Miller

demisler kendileri ve yazamayacagim kadar pek coklari.


*tirmanisin en zor kismi.

15 Mart 2008 Cumartesi

Dagitimcina koyyim Top-Shop.

Cok seksi bir telefonum oldugundan-ben oyle goruyorum-, uyanmami saglayan cok sehvetli alarm tonlarim var. Ama gune sehvetsiz uyanan ben oluyorum tabiki.

Bugun 8.28'de(2 dakika miyminti hakki) dibilip dibilip sikirdayan telefonum, gayette sehvetli uyandirdi sagolsun. Farkettim ki cok feciyim bugun.
Her sabah oldugu uzre, dirsegimin uzerinde dogrularak birazcik oturdum yatakta ayaklarimi seker kiz candy edasinda sarkitmis sallarken.
Cise gittim sonra. Bazi sabahlarda yasadigim gozu kapali iseme seansini bu sabahta yasadim, hala daha uyudugum icin kalkasim gelemiyor klozetten. O kadar pislik bir bunye.
Yuz yika, temizlen durulan fircala sol sag alt ust, dil filan.. Havlularla ilgili cok sapkin takintilarim var uzatmadan gectim orayi "filan" kisminda.
Bundan sekiz yil once aldigim biyiklarim goz kirparken, elbettteki onlara da sira gelecekti ama oncesinde kaslarimi hallettim. Aslinda mutluydum biyiklarimla. Bira icerken boyle biyigima bulasan kopukleri derin bir nefesle icime dogru cekmek pek eglenceli oluyodu.
-tabi bazi bazi insan olmak gerekiyor-

En zoru da; aksam yatmadan once karar vermedigimden, gereksiz fazlalikta olan kiyafetlerim arasindan ne giyecegimi secmek oldu. "Ne bulursan giyip cikiyorum yaaah"lar eskide kaldigindan, onun altina sunu, bunun ustune onu zaman cabucak akti gitti. Gunun anlam ve onemine uygun olmayan bir kiyafet secmistim ustelik. O kadar abartmadim canim.
Evet biliyordum, goz onunde olacagin, sunum yapacagin, surekli konusabilecegin bir durumda, kisilerin dikkatini kendi uzerine degil, aktardigin konuya cekmeye calisirsin. Ama ben gecen haftadan kalan hirsimla, psikolojik baski yontemine basvurmaya kararliydim. Makyaj bile yaptim yahuuuu.
Gayet hos bir o kadarda yurek yakar bir haldeydim yani..

Cabalarim sonuc vermis, ihanete ugramis bir kadinin cehennemden beter olabilecegini herkese gostermistim.
Basarimi; hocanin ovgulerine, alakgonullulkle karsilik vererek kutladim. Yine yaptim seklimi yani.

Ciktim okuldan, catwalk adimlarla attim kendimi carsi sokak magaza, hemen para harcadim acimadan. Kendimi odullendirdim guya pantol aldim. Pek hos. Sen de gorsen begenirsin yani, oyle bisig.
Eve geldim, cikarttim cantadan denedim bir daha oh sahane ayol. Cikarttim ustumden, tam asiyorum, 40derecede yikayin soyle utuleyin yok kuru temizleme vs.. yazan etiketin arkasinda "Made in Romenia" yazisini gorup goz yaslarina bogulurken kaderime oyun oynayan o cakal magzaya sovdum. Eslik et bence.
Caktirmadan iyi aksamlar diliyorum.

8 Mart 2008 Cumartesi

Bak hele sen! yok bunu da anlamadi..

Haftaya sinavim var.
Hem de, bir Romanya manyagiyla ortak bir calisma sinavi. Karsilikli tartismacali, yer yer sunumlu, soru sormali, emmeli gommeli bisiigler..
Birseyler konusup, tartisip bazen onayli, bazen de onay vermeyip birbirimizin sacini basini yolup tirmalascaz. Hoca da bizi izleyip not verecek. Hangimizin tirnagi daha uzun..

Haftalardir buna hazirlaniyoruz. Ben insan olarak hazirim!.

Fakat bugun, 'dagin ardindaki diger yerliler' olarak gordugum Romanya sapiginin, anadan ureme yaratilisindan hazir oldugunu kavrayip, ne yapsam da insaligin faydali olmayacagina kanaat getirip, Romanyalilarin bilincsizce hareket ettiklerine karar verdim (evet :(Cumartesi gunleri okulum var, kotu bisig degil bu :( yazik la).
Bildiginiz cingene iste. Sovdugumun Romanyalisi. Bisig soracak olacaksan onceden hazirlik filan yapman lazim. Derin nefes alip sinirlerine hakim olman, yeterince sabirli olman, hazir cevap olman, ekstra bilgiye sahip olman (ki zaten kucuk beyinli olduklarindan muhakkak artiniz vardir bu konuda) bir o kadar da, gergin olmaman gerekiyor. Aksi taktirde Osmanli tokadini yapistirabilir bir guce sahip olman gerekiyor. Ben birincisini tercih ediyorum. Insan olarak.
Bakiniz: minik el.
Bu yaratikla daha onceden de gecmisim var benim. Grup halinde calisiyorduk yine, kendilerine yonelttigim sorunun cevabini bir de kitapan kontrol etmek isteyince -dersin ortasinda- kendinden gecmisti (sana ikinci baski oldu lule kafa). Sok olmustum. Bi anda sinifta kimse konusmayip bunu dinlemeyi ve gotlerinin kenariyla gulmeyi tercih etmislerdi.
Bugunki maceramiz ise; yenilgiyi hazmedememek oldu. Bir dengesiz ancak bu kadar camur olabilir. Hocanin sonuc itibariyle puan verecegi calismada, bahsi gecen sahis, kendisini tam olarak bilgilendirmedigimi dusundugu icin kaybetmesini kabullenemeyip, olayi ulke meseleleri haline getirdi. . Bla bla karsilikli birsuru laf kalabaligi, atismalardan sonra gelenlere bakiniz..

Cumle 1; "Turkiye'yi arastirmis bir kisiyim ben."

Ardindan cumle 2; "Seninle tartismak istemiyorum"

devam ediyor cumleler ardi arkasi kesilmeksizin; "Lutfen beni buna mecbur etme".. "aa lutfen bana bu sekilde hitap etme".. "yok yok hayir".."inan gerek yok".. "ben biliyorum ne oldugunu".."abim de orda calismisti, pek guvenilir degilsiniz"

Noluyo olm lan :s


Hoca "hop" dedi

ben de "tut" dedim attim sozlugu onune cotank! deyu tutamadi tabi salak


"insanligin anlamina bir bak neymis" dedim anlamadi tabi.

dedim "gidiyorum, bu siniftan cikana kadar gelemicem kusura bakmayiniz." -cok pis sekil yaparim-
"cikisa gel lan" dedim anlamadi yine


sonuc itibariyle ciktim fekat pek yatismadi sinirlerim dogal olarak.. Aradan birsuru zaman gecince disarda ozur diledi, ama sen kimi yiyosun lan "haftaya ziktim belani senin" dedim bunu da anlamadi malesef.

"hani arastirmistin Turkiye'yi dedim hicbirini bilmiyosun bunlarin"

hikmik etti.

"gorusuruz" dedim goz de kirptim onu anladi..

Haftaya sinavim var.

Eski bir sarki dinliyordum cok iyi geldi eski eski.

7 Mart 2008 Cuma

Holy Cuma!

Bugun sirf evi temizliyorum diye, inadima 3 kere kapi caldi., Hic birinde de terbiyesizlik yapmadim, o hayata kusmus halimle gelenlere actim kapimiyi ardina kadar. oh olsun.

Ilki postaciydi. Gozlerinden optum, attim imzayi gonderdim. Birdaha gelecekmis oyle dedi. "Yeterki gel" dedim ben de.
Sonra, atlarin sahibi gozluklu kel geldi. Bizim arkadaki tarlayi kiralamsilardi, iki tane yavru atimiz var buyumeye yuz tutmus. Pek tatlilar, bakiniz..

Bi heyecanli ki, "N'oluyo dedim sakin yahu, bi gunaydin de, bi kolay gelsin de, bi sakin ol eldivenleri bari cikartayim" yok ..
"atlar zayiflamis, hastalarmis, davranislari degismis, telefon geldi dun ogleden sonra" dedi.

Gozlerim kocaman oldu.Apar topar atladim disari. "Daha dun baktim, gayet iyilerdi, ellerimle havuclandirdim onlari, bana hic hasta gibi gorunmuyorlardi" dediysem de yemedi. gorduklarime inanamadim. Cunku zavalli atlar coktan olmuslerdi :(


Saka lan. Manyakmiyiz biz o kadar!
Ohoo baktik atlar tipir tipir kosusturuyolar nasi guzel. Oyun oynuyolarmis oyle dedi sahibi sonradan. (Biz de maldik anlamadik) Ama adam tabi anlik sokun etkisiyle, bana bi guzel dert yanmaya basladi, birsuru laflar. "Kesin bizim yan komsu kiskancligindan, sikayet babinda otmustur" dedim. Soyle boyle hos bes sohbet derken, giderken isimlerini de verdim bi guzel ohh icimin yaglari eridi.
Bi keresinde de bizim bahceye bakan camlarinin onundeki bitkileri oldurmuslerdi zehirle, manyaklar. Topraktan yer yer parcalar alip test filan yaptikta bariz oldurmusler yani. Bakiniz nasilda..
Bir keresinde de citleri eskisine oranla daha yuksek yaptirdik diye sikayet etmislerdi. Ama belediyenin verdigi olculere uydugundan, az bucuk yandan yemis olmuslardi ..
Bir keresinde ise..
Daha fazla rezil etmeden,
kapiyi calan ucuncu sahis; sarap siparislerini getiren firma delikanlisi oldugunu gormus oldum. Onu gorunce pek cok sevindigimi belli eden davranislar sergilesem de, arkasini donmesiyle gerisin geriye gitmesi bir oldu ama bi baktim bi kutu daha geliyor. hoop dedim orda dur biz dedik bir sen getirdin iki kutu. Dedi" tatlim ikisinin de adresi burayi gosteriyor, benim gorevim adrese teslim etmek", "oyleyse ben de teslim alirim" diyerek rezalet bi cumleye sahitlik etmeye zorladim cocugu, ama o halimde bile tatlim diyosa bir insan, ben daha ne diyim ona. Ama bunlarda boyle yapcak bisig yok. Hoyt tatli sensin lan, yurude gorelim boyunun olcusunu diyemiyorsun tabiki.
Aksam ustu yine kapi caldi ama bu sefer ben acmadim. O sirada ellerime krem surmekle mesguldum, hic kaldiramazdim kicimi. Gelen Richard'mis, selam soyledi size.
1997 Arjantin' in tadina bakalim diyorlar.
Hadi gorusuruz ;}

5 Mart 2008 Çarşamba

Names Day

Bazi zamanlar, cumle icerisinde kullandigimiz; "hayatimda hic bu kadar sacma sey duymadim" ek cumlecigiyle bugun yeniden karsilastim. Ama bu sefer "hayatimda hic bu kadar sacma sey duymadim" demedim, onceden duymusluklarim yuzunden uydurmasyon olmasin diye.

Bakin siz de bana hak verin.

Bizim evdeki Slovak canavarindan aldigim bilgiye dayanarak acikliyorum, her Slovakyali'nin bir isim gunu olurmus.
Nasil olurmus? Neymis isim gunu? Yilin 365 gununun her bir gununde, bir, bazen bir kac isim oluyor, gununuz geldiginde de isim gununuzu kutluyorsunuz. Bazilarinin dogum gunu gibi pastali, borekli, gobekli kutlama olmasa da birbirinizi arayip tebrik ediyorsunuz.

Ornegin 5 Mart gunu itibariyle, ismi Fridrich olan butun Slovak'larin isim gunlerini kutluyoruz.

Blogumuzu da bugun boyle gereksiz bir bilgiyle neselendirdikten sonra, bi parca pasta daha yiyelim.

3 Mart 2008 Pazartesi

Boyle hic beklemedigin cillop gibi bir gunesle uyanip, kemilerini bile isitabilirken, aniden yagmur baslamiyomu resmen illet oluyorum. sana da diyim bak burdan. ufg.

"Yasayan bir, iki oluden daha iyidir" dedi kendileri..

Sadece, ayak basmarmagindaki tirnagi kaybetmis olmak onu teselli ediyordu. Su an ellerinde bazi parmaklarini kullanamayan arkadaslarindan bahsettikce, kar yanigindan nasibini almis goz kenarlari cizgileri hissiyatlarini acikca ifade ediyordu. Bir kasik huzunde boguldum.
Bahsi gecen sahis dun aksam ustu, hazir gunes batmaya baslamamisken damlamis, onlar sutlu ben gayet sade sacimi yudumlarken, henuz 1 hafta once yeniden tamamladigi "Everest Dagi Tirmanisi" maceralarini ballandirip, icerisinde kayboldugum pek cok hikayeyle hayatimin bazi karelerine ev sahipligi yapti.

Ogretmenlerimden biri, "bir gun bir Ingiliz cikipta sana bu soruyu sorarsa, gorursun o zaman" deseydi ben de ona, icten ice suh kahkahalar atar, "evet haklisiniz" derdim sirf kibarligimdan.
Fakat dun, "yahu, neydi o ikinci buyuk olan?, onu tercih etmeyisimizin sebebi de bundandi" gibi bir soruyla karsilasinca, o an hem kendimi hem de yine sistemi-kacis psikolojisi- elestirmeden gecemedim salise icerisinde.
Kucuk Emrah bakislariyla salladim ama tutmadi tabi :(
-Yok yahu kasik dagi gibi birsey Turkiye'de yok yani -onaysiz-
(Turkiye'de yasadi ya artislik yapacak)
+Suphoon tarzina bir sey, bunun gibi okunuyor.
Yok yok hayir yaniliyorsun sen kuzum..yok oyle
(Sen kime ne sekil yapiyosun ki, adam bi kere Agri Dagi'ni tamamlamis bir bunyeye sahip)
ve bir sure devam etti..

Netice itibariyle, Turkiye'nin ikinci buyuk daginin Suphan Dagi olduguna garanti getirip, ehem kem kum edalariyla Agri Dagi zirvesinde yaninda herhangi bir Turk'un olup olmadigini soramadim.

David Hamilton hayatini, dunyanin en buyuk daglarina tirmanmayi adamis, yasim kadar profesyonel tirmanis tecrubesine sahip, Everest zirveleri icin kilavuzluk gorevini ustlenmis, inanilmaz hikayelere sahip puamuk helvamsi bir kisiliktir.
Bildigi Turkce kelimelerle de beni ayak ustu sasirtmasini bilmis, Turkiye macerasini bir baska sefere yardiracagi konusunda soz vermistir. Helecanliyim.
Yurt disindan olmazsaymis tabi.
Boylece hayatima ekledigim bir baska farkli yasami da mevzu bahis etmeden gecmek istemedim.
En garibi de, sayisiz olu bedenin hala daha oralarda biyerlerde kalip halinde bekledigini ogrenmek oldu.
Acisiz olumler dilerim.

O ne bicim kapattim lan yaziyi..

1 Mart 2008 Cumartesi

Find Me Somewhere Else.

An itibariyle Turkiye sinirlari icerisinde yasayanlarin gitmeye kalkistiklari, zorladiklari, yirtindiklari - cirpindiklari; festival, konser ve bilimum etkinlik sayisina bakiyorum da, ne kadar guzel, ne kadar eglendirici, nasil oh da oh, nasil da oha, nasil da pek sahane ne bicim de uzak lan :/
hicbirine katilamayacak olmam elbetteki kiskanc, bir o kadar da cekilmez bir cenebaz olmami sagliyor tabiki ama icerlemiyor da degilim.
simdi bakayim bi nedir..

Izlemis olsam da, 10 defa daha ezilerek izlenir bu performans..
Saturday 21 June 2008 Testament Festival Valley Istanbul

13 yasinda pembe terliklerimle gezinirken henuz, Metal, ananenim ciceklere saksi yaptigi Cotanak tenekelerinden baska bir sey degildi benim icin:/ o da metal degildi zaten :/ o gunleri yad etmek amaciyla pembe terliklerimle gidebilirdim konsere oysaki :/
Sunday 27 July 2008 Metallica - T.B.A

Gecen seneye oranla daha iyi olmasi, inadina yapilmis bir komplo niteliginde. Pek istah kabartici..
Friday 4 July 2008 Masstival 2008 - Park Orman

Pek cok isteyeceklerimden bir tanesi de bu olurdu sanirsam Kiskirtici o.O Ne de tatli uyy yirin
Sunday 13 July 2008 Massive Attack - Park Orman

Rock'n Coke faciasindan sonra yalniz yuruyelim arkadaslar, bin atli ordu kadar cok, cocuklar kadar sen olalim demisler..
3,4,5 April 2008 Apocalyptica - Yeni Melek İstanbul / Saklıkent Ankara /Ooze Venue İzmir

Cesme'ye geldiginde ne de sevinnmistik ehu ehu pure simayli feysis :c
Wednesday 14 May 2008 Bryan Adams - Istanbul Arena 2008 Istanbul

Yakin bir kaynaktan alinan bilgiye gore kesin olmayan bambaska bir uzucu konser ise Bon Jovi yardirmasyonu. Neyse . Bisig demiyorum artik..
Sunday 20 July 2008 Bon Jovi T.B.A

Suyundan da koy.
Sunday 31 August 2008 Editors - T.B.A

Bir de suraya banalim biskuvimizi;
Sunday 3 August 2008 Björk - Kuruçeşme Arena

sunu da yazmadan gecemedim aklima mukayet ol yah saka gibi, Pazartesi.
- Avantajlı bilet fiyatı 65YTL'dir.
- Daha sonra bilet fiyatı yükselecektir
- Kısıtlı sayıda avantajlı bilet fırsatını kaçırmayın.
- Etkinlik ayaktadır.
- Etkinlik mekanına fotoğraf makinesi,kamera,ses kayıt cihazı vb.alınmayacaktır.
Sunday 13 July 2008 Judas Priest - Kuruçeşme Arena İstanbul

Decimation'in kacirdigim konserlerini hic saymiyorum bile icim aciyo herbirinde tek tek..

iyi seyirler koclar. saglicakla kalin. cok icmeyin zevki cikmaz.
hayde aklinnan.