31 Mart 2008 Pazartesi

Film Elestirmesi.

Okullarimiz tatil deyu, bu hafta cok basarili bir film izleyicisi pozisyonundayim. Resmen yayarak film izliyorum. Cisim gelince ya da susarsam ayaklaniyorum.

Izliyorum da izliyorum.. Bildigin tembel.Bildigin uyuz.

Izlediklerimden birisi Lake House idi. Sandra Bullock sevmeme ragmen katlanarak izledim sirf o evin saka gibi muhtesem goruntusu yuzunden. 800 kere daha izleyebilirim. Pek sirin bir film.
Ask, romantizm ve bilimum..



Hangi gun izledigimi hatirlamiyorum ama bir digeri ise Jackass II oldu. Yorum bile yapasim yok bilenler biliyor. Ama bilmeyenlere; siddetli terbiyesizlik, igrenclik daniskasi atraksiyonlar, denizde ve evde denenemeyecek bilincsizce hareketler, bir o kadar da icinde bok barindiran bir film oldugunu belirtmek isterim. Bazi sahnelerini izlemedim bile. Ha bir de icerik olarak : fuck, holy shit, fucking bla bla, nut, oh my fucking bla bla oyle iste.



Bir sonraki ise yeterince gereksiz komiklikte olan Clerks II. Sidik yaristirmacali konusmalar iceren komedi filminin 5 tane bile yildizi var :s Neler bekliyorsunuz neler neler oluyor, iyi oluyor beklemeyenlerin yapismasi. Pek sevdigim kisim ise, kasiyerle musteri arasinda gecen 'Lord of the Rings' ve 'Star Wars' cekismelerindeki basarili yorumlar oldu.



Sonra bir baktim nerdeyse tam The Italian Jop izleyecektim ama kaydetmeyle ilgili sorunlar yasadigimizdan onun yerine elimizde hazir var olan Hot Fuzz'i izledik. Lanet olasica bir filmdi. Kesinlikle hoslanmadigim tarzda yapilmis bildiginiz Ingiliz komedisi. Gulunmesi gereken yerlerde guluyorsunuz. Sadece hehe sesini cikartarak izliyor, bazen de hehehe olmasi icin zorluyorsunuz boylece bitiyor film. Izlemeyin siddetle tavsiye etmiyorum. IMDb puanina bakarak izlemenizi tavsiye ediyorum sadece.




Kesinlikle izlemenizi istedigim (sanane) film The Italian Job. Tamam, hepsini izleyemedim belki, ama izledigim kismi bile yeniden izlemem icin surekli icimdeki testesteronu harekete geciren salgilar salgiliyor salgilayasica salgi. Sirf izleyemedigim icin bu kadar abartiyor da olabilirim. Basrol oyuncalarindan birinin Edward Norton olmasi bile yetmez mi ki? Bir gun yine yeniden izlicem bu atraksiyonel filmi, en basindan sonuna kadar kocaman gozlerle.. (atraksiyonel!?)



Izlemediklerimden, The Fountain ve Enduring Love sirada bekleyenlerden. The Fountain'i kaydettim (!umarim!) izlicem yakinda. Digeri ise ne zaman denk gelirse, kacirdim onu artik..

Basiniza film elestirmeni kesildigim su gunlerde, siddetle izlemenizi istedigim ya da izlemenizi hic istemedigim filmleri size bildirmekten ovunc duyarim.


Sen bilirsin tabi.


Nacizane.

Yoksa zaten ne diyim ki. -Diyeyim ki? (Turkce dogrusu ile)-

5 yorum:

mimi wonka dedi ki...

Lake House u izlyip o eve hayran olmayan kimse yok zaten. Filmin sonunu izleyememiştim ben, hala da bilmem sonunda ne oluyor. Italian Job zaten fovorilerimiz arasında. Jackass'i baştan sona izlemedim ve HotFuzz kötüdür evet. Clerks II güzeldir be:P Severim ben.

Okulumun tatil olmasına çok var ama vizelerden sonra film izlemeye dalacağım bende, Bury My Heart at Wounded Knee ile başlayacağım hatta cd yanımda duruyo, tavsiyelerinizin devamını beklemedeyim.

(Süper)Cem dedi ki...

Bu aralar hiç film izleyemiyorum. İçimden gelmiyor açıkçası. Zaten kısıtlı olan zamanımı film izleyerek tüketmek istemiyorum. ihi..

Ama gelecekte güzel film izleme planlarım var tabi 65

Darkohl dedi ki...

soylim mi sonunda ne oligi, ondan sonra sipoylir verdin diye gelmesinler bana *hih
filmlerin sonunu soyleyen kisi olmak onemlli bi olay..

TirtFahrettin dedi ki...

susmak istedim, karışmayayım dedim ama 2 mevzu var kafamda ve blog takipçilerini yanlış bilgilendirmemek için yorum yazmaya karar verdim:

1. Clerks II biraz yavandır, hele ki Clerks gibi bir prequel varsa üzerine ne çeksen boştur, eyvallah (hatta sequel olup da ilkinden iyi diyebileceğim sanırım sadece T2 var). ama mevzubahis kevin smith'se gerisi teferruattır, yine de iyi filmdir Clerks II.

2. Asıl dellendiğim nokta Hot Fuzz'ın böyle hunharca linç edilmesidir. Klasik öğelerden sıyrılmış, fakat köklerine sahip çıkan bir sinema ekolü yarattı Edgar Wright. Shaun of the Dead gibi şimdiden kült mertebesine erişmiş bir filme, Spaced gibi fantastik bir diziye, Pegg&Frost gibi kimya uyuşmasında tavan yapmış bir ikilinin bir araya getirilmesine imza atmış bir insana böyle yüklenmek biraz haksızlık gibi geldi.

Filme dair en saygı duyduğum şey tekrarlama metodudur (ki Shaun of the Dead'de de aynısı mevcuttur). İnsanlar izleyip bir şans vermeli bence.

Saygılar, hörmetler.

Darkohl dedi ki...

Dellenme nacizane bunlar..