Kac kisi olumden bahsettiginiz zaman size gercekten sert cikislarda bulunuyor
Hayatinizdaki kac kisiye gercekten guveniyorsunuz
Onlara guveninzi hissettiriyorsunuz
Hangi zamanlarda aklinizda, planlarinizi uygulamak icin ozel fikirler uretiyorsunuz
Gunde kac defa sevdiginiz insanlari sallamadan "umrumda degil" diyorsunuz
Ne zamanlar caninizin sikildigini hissettiginizde arkadasinizi arayip dert yaniyorsunuz
Hakkinizda nefret edenlerin oldugunu dusundugunuzde yuzunuz kizardi mi yoksa mutlu mu oldunuz
Kac defa aglamaktan boguldugunuzu hissettiniz
Ne kadar sureyle icinizdeki butun kelimeleri yansitamadiginiz icin kendinizden suphe duydunuz
En son ne zaman tarihini hatirlayamadiginiz bir fotografa bakarken gulumsediginizi hissettiniz
Gun icerisinde kac defa caninizin sikildgini farettiniz
Ne bileyim hangi zamanlarda, kac defa ihtiyacinizi tatmin ettiginizi sayiyorsunuz
Kac defa kendinizi mutlu ettiginize inaniyorsunuz
Kac defa kendinizi uzdugunuzue inaniyorsunuz
Kac defa kendinizi odullendirdiginizi saniyorsunuz
En son ne zaman ozel bir gunu hatirladiniz oldu
En son ne zaman ozel bir cumle kurdugunuza inandiniz
Kimin tarafindan bu kadar umursanmadiginizi dusundunuz
En cok ozlediginiz sey ne zaman akliniza geldi
Bunlarin tam tersini baskalari hakkinda hic dusundugunuz oldu mu
Isteklerinize, sevdiklerinize, dilediklerinize, hayal kurduklariniza, aklinizdan gecenlere, inanclariniza nasil kavusuyorsunuz
simdi bu sorulari havaya dogru mu soruyorum sofistik bi sekilde, yoksa kendime mi soruyorum bilemem
hatta bunlar soru mu onu da bilemiyorum
sarap guzel bisig yauh
2 yorum:
Her şey güzel olacak... :)
Birer şişe cumartesi şarabı yuvarlayalım, sonra laylay yapalım. Sonra oturup, bu bloğu açar ve bu soruları cevaplamaya çalışırız. Uyar mı? :)
*Ne kadar siklikla gercekten inanarak soylediginiz cumleleri kurdugunuzu farkediyorsunuz?
-Hemen hemen her zaman, özellikle yoğun bir şekilde yazarken
* Kac kisi olumden bahsettiginiz zaman size gercekten sert cikislarda bulunuyor?
- Sen ve Cem...
* Hayatinizdaki kac kisiye gercekten guveniyorsunuz?
Onlara guveninzi hissettiriyorsunuz?
- Doğrusunu söylemek gerekirse, hiç kimseye %100 güvenemiyorum. %99 ihtimale okey ama %100 asla. Kimlere tam olarak güven verdiğimi hissettirdiğimi de asla bilemem :D
* Hangi zamanlarda aklinizda, planlarinizi uygulamak icin ozel fikirler uretiyorsunuz?
- Bol bol düşünen ve zihninde yaşayan biri olduğum için büyük zamanlar olarak söyleyebilirim. Ama en çok odamda düşünürken, yazarken ve uyku haline girerken...
* Gunde kac defa sevdiginiz insanlari sallamadan "umrumda degil" diyorsunuz?
- Sevdiğim insan sayısı fazladır ama çok ama çok önemsediklerim bir avuç kadar. Mesela seni her gün düşündüğümüze göre "umrumda değil" lafı imkansızlık haline dönüşüyor.
* Ne zamanlar caninizin sikildigini hissettiginizde arkadasinizi arayip dert yaniyorsunuz?
-Canım sürekli sıkıldığı için kimseyi aramıyorum. Yoksa adım dert küpü ve bulantı vericiye çıkar ki, o noktadan sonra gayet itici bir insan olurum. İstendiği kadar sevilen bir insan olsan da, gerçek bu :D
* Hakkinizda nefret edenlerin oldugunu dusundugunuzde yuzunuz kizardi mi yoksa mutlu mu oldunuz?
- Ne yüzüm kızardı, ne de mutlu oldum. Sadece gerçeklerin bilinmemesi beni içten içe yiyip bitirmiştir.
* Kac defa aglamaktan boguldugunuzu hissettiniz?
-Boğularak ağladığım zamanlar genelde çocukluğuma aittir. En son Rize'de boğularak ağladım. O da elimde hiçbir şey yokken, iş yokken güç yokken, anneme bakmam gerekirken, babamın şerefsizliği söz konusu olduğunda. Şu anki yaşamım için, ne kadar boğulursam boğulayım, ağlayamıyorum, içime atıyorum ve içime attıklarım, dolaylı yollardan yazıtlarımla o konularla bağlantısı olmadan içimden düşüyor ve rahatlamış olabiliyorum. Ama hiçbir şey, başını koyacağın bir omuzun ve şefkatin yerini tutmuyor.
* Ne kadar sureyle icinizdeki butun kelimeleri yansitamadiginiz icin kendinizden suphe duydunuz?
- Bu konuda çok ama çok ender şüphe duymuşumdur. Sadece bütün kelimeleri ne kadar iyi dökersem dökeyim, karşıdaki kişilerin tam anlamıyla özümseyemediğini, kafamın içindeki tabloyu olduğu gibi göremediğini farz ederim. Ama son 2 ayda yansıttığım kelimelerin ötesinde kelimeler düşünemiyorum ve o noktadan sonra sona ulaşacağımı, bir daha yazamayacağımı düşünüyorum. Gerçekten de...
* En son ne zaman tarihini hatirlayamadiginiz bir fotografa bakarken gulumsediginizi hissettiniz?
- Ender resme sahip olduğum için ve özellikle son bir yılı es geçersem, doğru düzgün dahi resimlere sahip olmadığım, çok nadir resimlere sahip olduğum için tarihini hatırlayamadığım bir resim söz konusu olmadı :D
* Gun icerisinde kac defa caninizin sikildgini farettiniz?
- Son bir aynda mutlu olduğum gün sayısı bir elin beş parmağını geçmediğine göre, aman diyim, bu soruya cevap vermiyim. Sonra bunaltı gelebilir üzerinize :D
* Ne bileyim hangi zamanlarda, kac defa ihtiyacinizi tatmin ettiginizi sayiyorsunuz?
- Çok düzenli, hareketsiz, belli şartlara haiz, devir daim bir hayat yaşadığım ve otomatiğe bağladığım için, "tatmin" adı altında bakmıyorum. Belki de en çok tatmin olduğum zamanlar, akşamları yazdığım 41 kere maşallahlık şeylerdir. Tabii discmande müziği de es geçemem.
* Kac defa kendinizi mutlu ettiginize inaniyorsunuz?
- Bir ayda bir elin beş parmağı maddesine bakınız lütfen...
* Kac defa kendinizi uzdugunuzue inaniyorsunuz?
- Bir önceki maddeye bakınız lütfen :D
* Kac defa kendinizi odullendirdiginizi saniyorsunuz?
- Ödülüm? Kendimi ödüllendirmek? Hımm. Eve geldikten sonra yemek yeme seanslarım tören niteliğindedir. Çünkü yemekten sonra kendimi ödüllendireceğimdir. Neyle peki? Sigarayla. Ama neden? Tabii ki yazdığım şeyleri o sigara eşliğinde okuyup kontrol etmek ve neler neler yazdığıma daha yakından, rahat kafayla göz atabilmek için. Bu benim ödülümdür...
* En son ne zaman ozel bir gunu hatirladiniz oldu?
- Bu sabah!!!! (Gerçi taaa ne zamandan beri aklımdaydı yaa :D )
* En son ne zaman ozel bir cumle kurdugunuza inandiniz?
- Bu gece yeterince özel cümleler kurdum. Her zaman olabileceği gibi. Hemen hemen her gün...
* Kimin tarafindan bu kadar umursanmadiginizi dusundunuz?
- Umuruma aldığım insan sayısı çok az ve umuruma aldığım insanların beni ne kadar umursayıp umursamadıkları önemli, umursamadıklarımın umursamaması, karşılıklı bir haldir. Bütün olarak bakınca, sanki herkes kendi bacağından asılıyormuş gibi görünür ve "bir yere" kadar umursuyorlar gibi görünüyor.
* En cok ozlediginiz sey ne zaman akliniza geldi?
- Her gün aklımda...
* Bunlarin tam tersini baskalari hakkinda hic dusundugunuz oldu mu?
- Tahmin edilemeyecek kadar çok. Hem de sürekli denebilecek kadar. Bazı zamanlar aklımın uçmasına, kuruntular yapmama, mutsuz olmama, suratımı asmama, somurtmama bile neden olmuştur ve bana çok zararlar vermiştir. Her zaman da veriyor.
* Isteklerinize, sevdiklerinize, dilediklerinize, hayal kurduklariniza, aklinizdan gecenlere, inanclariniza nasil kavusuyorsunuz?
- Daha çok zihnimde. Zihnimin içinde. Çünkü ne zaman istersem her şey zihnime gelebiliyor, istediğim gibi oynatabiliyorum zihnimin içindeki tiyatroyu, her şeyi ben kurguluyorum. Tüm istediklerimi. Başka türlüsünde tam anlamıyla imkansız oluyor.
* simdi bu sorulari havaya dogru mu soruyorum sofistik bi sekilde?
- Hayatındakilere soruyorsun aslında iç benliğinde...
*yoksa kendime mi soruyorum bilemem?
- Kendine de soruyorsun aslında...
* hatta bunlar soru mu onu da bilemiyorum?
- Evet soru, hem de çok önemli sorular, çok değerli sorular. Bu sorulara verilecek cevaplar, bir çok şeyi, hayatı ve tüm düşünülenlerin çerçevesini bir anda çizebilecek, nihayetinde bir çok sonucu gözler önüne sunabilecek sorular...
Yorum Gönder