29 Aralık 2008 Pazartesi
myshoesforbush
Boyle Pazartesi mi olur?
St.Paul'un beni etkilemesinin sebebi ise, altin galeri ve fisilti galerisi olarak iki bolume ayirilan basamak butunlemesinin yaklasik 800 basamaklik merdiven tirmanisindan sonra ayaklarinizin altina butun gorkemini seren Londra'nin ne denli huzursuz oldugunu gorebilmemdi. -adina soylenecek cok sey var-
Hayatimda ilk kez ren geyigini burda gormus oldum mesela hahu pek de fantastikmis boynuzlari. Hayvanat bahcesinde filan gordum mu diye dusundum ama hic hatirlamiyorum bu boynuzlari.
Harcadigimiz vakit o kadar hizli gecti ki komandolarin egitim zimbirtilarini aratmayacak derecede ustunden altindan ziplayip hoplayip sicradigimiz oyun alanlari her birimiz icin bahis mekanina donmustu.
Yaparsin yapamazsin, ha atladin ha ziplayamadin derken aksam olmus acikmisiz.
Bahsettiklerim biliyor Ingilizlerin ne derece harikulade yemek zevkleri oldugunu, fakat bu sefer ki bambaska tapilacak derecedeydi. Saskinliktan fotograf cekmeyi dahi unuttum.
Masalarin uzerine oturulmayacak derecede copluge donmustu her taraf. Insanlar yediklerini oldugu gibi birakmis, yas ortalamasinin en fazla 17 oldugu calisanlar artik herseyden bikmis sekilde servis bile yapamadan suratsiz sekilde dolaniyorlardi. Sordugumuz her seye "sef biraz once tukendigini soyledi" cevabini verince birseyler siparis etmekten vazgectim ben, ki o hali gordukten sonra o mutfaktan cikacak hicbirseyi yiyemezdim. Mandalina ve elma dunyanin en guzel ogle yemegiydi o sirada.Lanet olasi Ingiliz mutfagi!! Patates-balik kizartmasi ve hamburgerden baska birseyden anlamayan saskaloz zihniyet kiniyorum sizi yine yeniden..
Bir de sekil yapip istah arttirmaya calisiyorlar. Bu da patates puresinin kizarmis hali..
Neyse anlattiklarim gunu ne kadar eglenerek gecirdigimi ne sekilde dogadan ve bilimden etkilendigimi aktaramamis olsa da yine de iyiydi iste.Boylece supsuper gunu kocaman sismis bir migde ile bitirmis bulunmaktayim. Ictigim kirmizi sarabim da yanima kiyak.
Kirmizi mi beyaz mi desinler, yapistiririm kirmizi. Afiyettir candir kandir.
Iyi aksamlar.
*Minik kus Robin Ingiltere'depek meshur kendileri pek sevimli bir kus poz verdi ablasina uy uy yiring.
Bu da izlemek isterseniz Conkers youtube vidyosu.
27 Aralık 2008 Cumartesi
Beautiful frock
26 Aralık 2008 Cuma
Yar bana bir eglence..
Modern Santa bu :D
Bir onceki aksaminda, gelisim serefine supsuper yemek yedik. Gayet huzurla hazirlanmis sofra ic aciciydi gercekten yeterince acikmistim. Gorduklerinde bogazima yapisan veletlerin beni bu kadar ozleyecegini hic bilmezdim :D
Kirismisi beraber gecirecegimiz icin inanilmaz heyecanliydilar. Kirismis sabahai saat 5 te uyanmislar. O gunun sabahinda cok yorgun oldugum icin biraz gec uyandim dolayisiyla beni beklemisler tum hediyeleri acmak icin (ne ayip la bana).
Herkes isiltili agacimizin etrafina toplandiginda gozlerimizde kocaman piriltilar olusmustu hehe. Ben de en az bizim keretalar kadar sevincliydim gercekten. Herkes birer birer hediye paketlerini yirtmaya basladi. Arada ben de yeterince nasibimi almistim hehe. Pijamalar olayin buyuk sirri bu arada(geyik adet). Yataktan kalktigin gibi agac basina kosuyorsun gozunu acamadan paket acmaya basliyorsun ehu :D
Benim en simarik hediyem kafamdaki noel baba
Sabah bir yandan yoresel kahvalti yaparken bir yandan da aksam yemegi icin hazirlik yapmaya baslayan Rosi, bana gunun anlam ve onemiyle ilgili bilgiler veriyordu. Kirismista yenilen geleneksel kahvalti ise yumurta ve somon baligini pure haline getirerek mikro dalga firinda 1-2 dakika pisirerek tost ekmeginin uzerine koyup yemek. Ne kahvalti ama!!
Kahvaltidan sonra kafamiza taktigimiz kirmizi kukuletalarimizla 6 kilometrelik bir bisiklet gezisi bizi bekliyordu. Bunun geleneksellikle hic bir ilgisi yok, maksat kendimizi eglendirmek. Oyle bir eglendik oyle bir eglendikki saat 10 oldugunda hepimizin gozleri kapaniyordu. Aksam yemeginin agirligi bunyemizi zaten hizlica sarmisti. Kirismis tatlisina agzimi surmedim zira kendisi uzumden olustugu icin katlanilmaz bir tad yaratiyor ben de sosuna gomuldum hehe. Bir de uzerine boyle alkol dokup yakmadi mi o kirismis tatlisini ben orda iptal oldum zaten :s
Haburada da yemekten bir kuple.
Sonuc itibariyle hep beraber gecirdigimiz icin kirismisi pek mutluyduk :}
Bugun de aslinda Boxing Day olarak adlandirdiklari bir gun. Ilk duydugumda sacma bir sekilde boks ile bir baglanti kurmaya calismistim dogal olarak fakat, alakasi yoktu tabi. Eski zamanlarda insanlar kirismislarini yapar, hindileri yer ertesi gun yani bugun de hediyelerini acarlarmis. Kutu kutu pense oldugu icin de Boxing Day denmis. Fakat zamanla bu gelenek sabirsizliga donuserek kirismis gunune kadar dusmus. Fotografta yanimda duran Slovakya insani ise Slovakya'da iyice isin bokunun cikarildigini soyleyerek kirismistan bir gun once acilgidini soyledi. Bunlar iyice sabirsizmis canim.
Bugunumuzu yeterince ruhsuz geciriyoruz nerde o eski gunler diyerek bugunun yarattigi boslugu degelendirmeye calisiyoruz.
Son kirismisimizi da atlattiktan sonra geriye kalan "son"lara dogru kucak aciyoruz.
Saglicakla kalin.
Yine yeniden!
Uzun zamandan sonra(!) yeniden yazmak biraz garip bir hissiyat depoluyor bunyeme ama bundan sonra canim cektikce yazmayi planliyorum. E bir degisiklik olsun.
Aradan gecen onca zaman pek cok sey yasandi, bitti. Yenilikler gorduk, eskilikleri tazeledik ve en onemlisi de milyonlarca hasret gidermecelik oynadik.
Kendi blogum disinda normalde takip ettigim bloglari takip etmeyi hic birakmadim tabii ki. Ekimden bu yana pek cok zaman gecmis, oncesinde de yasanmisliklari aktarmak cok uzun zamanlara geri donup olanlari yeniden hatirlayip yazmak gereksiz zaman yormacasi yapar. Dolayisiyla bundan sonrada artik zamanla gunun ilginc gelismelerini -varsa tabii- ya da ilerde hatirlama konusunda zorluk cekecegim yasanmisliklari yeniden hatirima getirmek icin minik bir kaynak olacak bana sevgili blog. Sifremi yeniden unutmazsam ulasabilirim tabii.
Simdilik kisa bir giris yazisi olsun bu yeterince ruhsuz olarak. Yeni yazida gorusebilmek dilegiyle esen kalmanizi isterim.
2 Ekim 2008 Perşembe
Neler gorduk gecirdik, ne cok sey var yazip anlatacak. Beraber ayni legene cisimizi yaptigim kuzenim yarin evlenirken ben gelecek pesinde kosup, hayatimi biraz daha kolay yasayabilmek icin nelerdeyim.
Dun ki yazdigim mesajda oldugu gibi, ben haric hayatimda sevdigim pek cok kisi bir sekilde mutluluktan gulumseyebiliyorlar.
Ne aci.
Pek cok kereler dogum gunumu uzalarda kutladim. Hatta isteyerek kutlamadiklarim bile oldu ama hic birtanesi de bu seferki kadar sancili olmamisti.
Zamanla yazariz bir seyler belki daraldikca yine.
Iyi kaliniz, sevdiklerinizle..
20 Ağustos 2008 Çarşamba
Baba Zula Ankara'da
Aradan geçen zaman sonrasında, bundan yıllar önce Köprüyü Geçmek filminde de kulakların şenlendirmesinin nasıl olduğunu göstermiş olan Baba Zula, 21 Ağustos Perşembe akşamı Ankara'da güzelliklerini yayacaklar.
Gitme şansımın hiç yüksek olmadığı konseri izleyeceklere, pek sevimli dinleyişler diliyorum.
İçimde, dışımda, oramda, buramda her yerimde çok özel ve güzel değeri olan Bir Sana Bir de Bana parçasını da afiyetle huzurlarınıza sunmak isterim.
Öylesine dinlemeyin ama şöyle güzelce bir dinleyin emi..
11 Ağustos 2008 Pazartesi
Bağcıklara farklı akımlar.
Siteyi ziyaret ederseniz bağcıklarınıza yyapabileceğiniz bu farklı değişikliklerle, ayakkabılarınızın yüzünü azcık makyajlamış olursunuz. Ben bu alttaki şekle gönül koydum, hadi size kolay gelsin..
Yokluğumdan bir bukle..
Sevdiceği görebilme potansiyeli her şeyi geride bırakmama sebep oluyor zaten.
Haziranın son haftasından beri Türkiye'deyim. Sadece iki farklı şehir(üç mü dört mü yoksa!?) ve iki farklı konser görmüş durumdayım. Her ikisi de birbirinden alakasız ama bir o kadar da haz verici konserler oldular. İlk olarak Travis konserinde boy gösterişimiz geç kalmamızla alınan hazla aynı orantıdaydı. Travis'in erken saate alınmasını bilemeyişimiz de aşık olduğumuzdan kaynaklanıyor olabilir tabi, neden olmasın?
Şimdilerde ise herkesler gibi göbek yapmakla meşgulüm ne de olsa sahillerde boy gösterdim yeterince, oralara buralara gittim diyerek sevdicekle yarışıyoruz. Tabii ki yeniliyorum :G
Sahil diyince aklıma geleni iletmek istemekteyim hemen. Sevdiceğimle beraber Saros Körfezi'nde Erikli'ye gittik. Ege sahillerinde girdiğim en güzel denizlerden birisiydi diyebilirim. Muazzam bir deniz istiyorsanız Erikli'nin Uzunkum(!?) sahilini tercih etmenizi önerebilirim. Koyduğum noktalama işaretlerinin anlamı bulunduğumuz çadır kampından kilometrelerce uzakta olması. Bilmiyorum işte salladım. Sormayı unutmuşum ehu. Ama Erikli'nin içine girmenize gerek yok, bizzat gördüm güveniyorsanız zevkime denize girin çıkın gidin. Zira Ege'nin minik sahil kasabalerından pek farkı yok. Sıkıcı, aynı şeyleri satan tek bir sokak üzerinde yürüyen yüzlerce insan topluluğu ve pahalı mekanlar..
İstanbul'u çok özlemişim, gerçek :] Ankara'yı hiç özlememişim, gerçek :D
22si itibariyle tekrar ziyaret edeceğim İstanbul'u ve Scorpions konserinde boy göstereceğim ellerinden tuttuğum aşk rüzgarımla fiti fiti. Eğlencenin dibine vurup zevkin doruklarına ulaşacağım. Tıpış tıpış geri döneceğim sonra.
İyi günler.
18 Haziran 2008 Çarşamba
17 Haziran 2008 Salı
14 Haziran 2008 Cumartesi
If you tolerate this then your children will be next..
Soylemek istedigim baska birsey var bu basligimsinin dahilinde.
31 Mayıs 2008 Cumartesi
Kicimi gezdirmekten ve sinav pesinde kosmaktan iflahsizlik sorunu yasamaktayim. Tirmanislarimiza gectigimiz hafta da devam ettik. Yuzduk. Kostuk. Sorf yaptik. Gollendik. Cimlendik. Sinav tarihlerini hallettik, son iki sinavimiz kaldi hayirli olsun beaah.
Cadirimiz uctu, yikildi, parcalandi. Firtinaya maruz kaldik. Kiyafetlerle dus almisa donduk. Yine de tirnaklarimizin arasinda kalan tebesir tatmin etti bizi. Zirveden baslangic noktasina dogru kendimizi birakirken umursamadik ne kadar hizla assagiya dustugumuzu.
Bir duzine ansiklopedi dolusu mevzumuz var yazip, anlatilacak. Sakliyoruz hepsini askerlik anisi gibi, geldikce saticaz artik..
Saglicakla.
11 Mayıs 2008 Pazar
10 Mayıs 2008 Cumartesi
8 Mayıs 2008 Perşembe
Ben ve benim gibi kisiler ilerde atmaya kiyamadiklari icin kutular dolusu anilar biriktirmis olacaklar. Ama o disardan izleyenler, sakladigimiz o en minik seyi bile izlerken, anisini hatirlarken, gozlerimize olusan pariltiya bakakalacaklardir.
Ilerde -ne kadar ileriyi gorebiliyosam iste, tahmin yurutup kendimi mutlu ediyorum- antikalarim olacak boylece. Simdiden bile antiklarimin olmasi, beni icimde tatminkar bir insan yapiyor sadece.
-Hayir anne, atmicam onlari kaldirmicam da tozlaniyor olabilirler, olsun sileriz bir ara-
Arada bazi bazi bakinip duruyorum, kapabilecegimiz uygun bir sey olursa diye fekat bu pek ihtisamli. Ben bununla zarf acmayi birak durup durup kagit israf ederim. -Tuketici toplum kurallari Ders 1-
6 Mayıs 2008 Salı
Pinhani - Zaman Beklemez
4 Mayıs 2008 Pazar
Kutluyorum dogumunun gununu*
2 Mayis
4 Mayis
6 Mayis (ayrica 1.senem)
10 Mayis
11 Mayis (ayrica Anneler Gunu bu sene)
25 Mayis
29 Mayis (ayrica Istanbul'un Fethi)
31 Mayis
*o kendini biliyor
Mayis ayi pek dogurgan bir ay gibi geliyor bana bu yuzden.
Yil icerisinde en cok dogum gunu kutlamasi yaptigim ay oluyor Mayis ayi, eksilmiyor tarihler artiyor iyi bir sey seviniyorum buna..
3 Mayıs 2008 Cumartesi
2008 Blog Odulleri
1 Mayıs 2008 Perşembe
23 Nisan 2008 Çarşamba
14 Nisan 2008 Pazartesi
Candan Kandan, Yandan ve Hicyok
Eger hayatinizda boyle bir sans yakalarsaniz tavsiyem olur bahcede zaman gecirin bir kac saat. Inanilmaz dinlendirici oluyor. Bahceniz yoksa elbet bir gun hobi bahcelerine yolunuz duser. Edebsizlik yapmamak sartiyla..
Cicek gibi oluyorum bu bahceyle ugrasinca. Ah bura diken batti ah surayi dal cizdi derken, hicbir dert tasa dusunulmuyor.
Baksana tipe a dostlar.
Bu asagida hangi sirada goreceginizi bilmedigim sevimli yaban lalesi, uzun zamandir gozlerinin icine el bebek gul bebek ac bebek hadi bebek uzattin bebek seklinde baktigimdan dolayi, artik acayim da su garibanin yuzu gulsun demis olacak ki nasil da hakli cikti . Hak veriyorum onca yagmur kar derken zordu tabiki -ki lale en cok sevdigim cicektir sevgili okuyucular-.
Yaninda goreceginiz minik ise kardesi 'Yandan'. Isim verdim de onlara. Yandan henuz acamadi ama ablasini kiskandigi icin yakinda o da acacak, eli kulaginda. Candan Kandan beni cok seviyor, o yuzden fotograf cekiNirkene beni operek poz vermek istedi. Kirmadim cunku onu candan kandan derecede seviyorum.
Aksam uzeri de misafirimiz vardi. "Napiyosun lan burda bi sen eksiktin" desem de sallamadi fiti fitilemeye devam etti. Beni sevmedi bilakis ben ona taptim, bildigin seker paresi(!!o nasil ki) kitir kitir ye. Biraz agrasif ama anlasicaz zamanla..
Rosi insaninin tavsiyesi uzerine, evimizin yegane uyuzu koca popolu yasli bunak kedisinin mamasindan sunduk kendisine. "Ulan kirpi dedigin kedi mamasi yer mi lan, hastamisin" desem de "koy sen koy" istegine karsi gelemedim zira bugun cok sevimliyim.
Yedi havyan!.
Fakat kirpi dedigimiz cok kasincmis. Cunku resmen ellemek suretiyle parmak uclarimda hissettim kendisini. O dikenler ikinsan kirilmaz o derece saglam. Bilirdim de boyle de bilmezdim onu. Ders oldu bu bana. Bundan sonra kirpi bahsi gecince soyleyecek cok seyim var.
so long and thanks for all the fish diyesim geldi bunun ustune..
saglicakla..
emek yemeden once ya da tuvalet sonrasi tirnaklarinin icini temizlemek icin 2 uzeri 499834332 defa sabunla yikamak zorunda kaliyorlar mi ki? yoksa direk salla baba mi yapiyolar?
misal manikur masrafini 2'ye katliyorlar mi ya da? Yoksa tirnaklari kisa olan hatunlarla ayni ucreti mi oduyorlar?
bence fazla odesinler, fazla masraf yapiyorlar cunku :
tamam.
13 Nisan 2008 Pazar
Birazonce bir yazi okudum ve kesinlikle nefes darligi yasadim. Icim cekildi ve su an yasadigim hayata sukrettim..
Zaman bulabilirseniz, Aile ici iliskilerin bambaska boyutlara nasil suruklenebileceginin ornegini bu yazida okumanizi isterim..
12 Nisan 2008 Cumartesi
Sevimli Lilly ve Dunya Haritasi
sus Lilly sus, vur kafayi uyu Lilly ic sutunu uyu Lilly diyesim geldi.
11 Nisan 2008 Cuma
sonra cok parasi olan lavugun biri isikli klavye yaptirip piyasaya sursun.
ardindan bazi makinaci ve entasci arkadaslar tipasi acildiginda kendiliginden sisebilen seyahat yastigi ve mat yapsinlar, portatif uyku tulumu da cabasi..
suyundan da siz koyun.
9 Nisan 2008 Çarşamba
VAST
6 Nisan 2008 Pazar
Evimizin bulunmus oldugu konum itibariyle, ertaf fazla karanlik oldugu icin kolayca secebiliyorum dolunayin yarattigi aydinligi.
Bu seferki, baharin artik ortasinda oldugumuzu, Nisan ayinda oldugumuzu inkar edercesine lapa lapa yagan karin etrafta biraktigi beyazligin yansimasiydi.
Kafami camdan disari cikartip, yuzumdeki sinirleri bir bir etkileyen diger taneler gibi, sansima dilimin ucuna dusen taneler sayesinde, Nisan ayinda yagan karin ne kadar da tatli oldugunu anlamis oldum..
Yarin ki hava durumunun elverisli olmasini diliyorum, isim gucum var..
5 Nisan 2008 Cumartesi
Sahsimla
'Zaten Jake insanina Donnie Darko'dan hayranligimiz sonsuzdu yine dokturmus' dedik. Daha neler dokturecek bakalim dedik.
Izlemeyenler izlesin istiyoruz siddetle oneriyoruz.
Siz de izleyin kasilin acuk..
Sonra yemek yedik, ardindan Pina Colada ictik. O ne oyle icimiz gecti.
irgh begenmedik. Rakili hindiztancevizi dedik.
Titredik de kendimize geldik.
Saate baktik uu 8 olmus kesin film baslamistir kos kos kos dedik. Baktik 'o yess, bu da nesi?' dedik izlemeye basladik. Karman corman olduk, icimiz disimiza cikti.
Tadi damagimizda bile kaldi.
Kimileri icin, ask pitirciklari filmi diye dusunduk, kimileri icin kurgusuyla harkulade bir film diye dusunduk. 'Ne guzel oyunculuklar' dedik. 'Resmen tursusunu kur yahu' dedik.
Fakat en onemli nokta iste filmin muziklerinin sec-begen-al olmasi bizi darma duman etti.
I know you are but what am I? (Mogwai) olabilir tamam, sakin, bu da iyi olmus baya dedik es gectik..
Maybe Tomorrow (Stereophonics) e yok artik yuh bu kacinci kez, bi bizim filme olmadi soundtrack dedik..
Ve filmi Coldplay'in pek tatlisi The Scientist ile bitireyim de bir de boyle koyayim dedigini anlamis olduk.
Pek cok begendik. Sevdiceginizle battaniye altinda Kucuk Emrah kaslariyla izleyiniz dedik.
3 Nisan 2008 Perşembe
Ben de girdigim gibi mutfaga bi guzel krep cirptim, bi guzel yapmisim ki oyle oturmayla 11 tane yedim ama basabaya yedim yani. Gercek! Kimildiyamiyorum simdi. Fazla fazla yedim gozum cikasiya kadar yedim kusacisiya yedim yettiginden fazla yedim.
Afiyet oldu ama.
Afiyet olurken Mimi'nin Beirut sarksini dinledim, pek sevdim. Gunce ruhiyetimde arka fonda.
Pamuk helva besbelli.
*Beirut sarki degil grupmus, tam yazmamis o yuzden bilememisiz..
2 Nisan 2008 Çarşamba
(3)2-(1)
Ben bunun artik taktik oldugunu dusunuyorum.
Her macta once kendi kalelerine gol atip sonradan maci yenmeden edemiyor bu cubuklu gencler..
13une birden soyleyecegim laflar var tabiki. Volkan'a laf coktur Kezman'a hic yoktur. Ayni mac icerisinde cok kufur yiyolar goklere sigdirilamiyorlar. Ben anlamam. 'Iyi topcular vesselam' der gecerim.
Cok cok kendini bir anda bir sey zannedip, "kossana lan deyyus", "neyi bekliyo orda acaba neyi", "pas ver lan", "iste bu aferim lan" diyebilirim kisirca.
Fakat herseyden once ben, en cok da maci taraftarlarin kazandigini dusunmekteyim.
Hayvan misiniz lan?
"Sari Lacivert Sampiyon Fener" kisminda koybolduk. Ya da bendim kaybolan sadece.. Kaybolmayana 1 size bisig olmasin.
Ayip hule.
Haftaya Stanford Brigde'de gorusuruz kuzular ;}
1 Nisan 2008 Salı
31 Mart 2008 Pazartesi
Film Elestirmesi.
Izliyorum da izliyorum.. Bildigin tembel.Bildigin uyuz.
Izlediklerimden birisi Lake House idi. Sandra Bullock sevmeme ragmen katlanarak izledim sirf o evin saka gibi muhtesem goruntusu yuzunden. 800 kere daha izleyebilirim. Pek sirin bir film.
Ask, romantizm ve bilimum..
Hangi gun izledigimi hatirlamiyorum ama bir digeri ise Jackass II oldu. Yorum bile yapasim yok bilenler biliyor. Ama bilmeyenlere; siddetli terbiyesizlik, igrenclik daniskasi atraksiyonlar, denizde ve evde denenemeyecek bilincsizce hareketler, bir o kadar da icinde bok barindiran bir film oldugunu belirtmek isterim. Bazi sahnelerini izlemedim bile. Ha bir de icerik olarak : fuck, holy shit, fucking bla bla, nut, oh my fucking bla bla oyle iste.
Bir sonraki ise yeterince gereksiz komiklikte olan Clerks II. Sidik yaristirmacali konusmalar iceren komedi filminin 5 tane bile yildizi var :s Neler bekliyorsunuz neler neler oluyor, iyi oluyor beklemeyenlerin yapismasi. Pek sevdigim kisim ise, kasiyerle musteri arasinda gecen 'Lord of the Rings' ve 'Star Wars' cekismelerindeki basarili yorumlar oldu.
Sonra bir baktim nerdeyse tam The Italian Jop izleyecektim ama kaydetmeyle ilgili sorunlar yasadigimizdan onun yerine elimizde hazir var olan Hot Fuzz'i izledik. Lanet olasica bir filmdi. Kesinlikle hoslanmadigim tarzda yapilmis bildiginiz Ingiliz komedisi. Gulunmesi gereken yerlerde guluyorsunuz. Sadece hehe sesini cikartarak izliyor, bazen de hehehe olmasi icin zorluyorsunuz boylece bitiyor film. Izlemeyin siddetle tavsiye etmiyorum. IMDb puanina bakarak izlemenizi tavsiye ediyorum sadece.
Kesinlikle izlemenizi istedigim (sanane) film The Italian Job. Tamam, hepsini izleyemedim belki, ama izledigim kismi bile yeniden izlemem icin surekli icimdeki testesteronu harekete geciren salgilar salgiliyor salgilayasica salgi. Sirf izleyemedigim icin bu kadar abartiyor da olabilirim. Basrol oyuncalarindan birinin Edward Norton olmasi bile yetmez mi ki? Bir gun yine yeniden izlicem bu atraksiyonel filmi, en basindan sonuna kadar kocaman gozlerle.. (atraksiyonel!?)
Izlemediklerimden, The Fountain ve Enduring Love sirada bekleyenlerden. The Fountain'i kaydettim (!umarim!) izlicem yakinda. Digeri ise ne zaman denk gelirse, kacirdim onu artik..
Basiniza film elestirmeni kesildigim su gunlerde, siddetle izlemenizi istedigim ya da izlemenizi hic istemedigim filmleri size bildirmekten ovunc duyarim.
Sen bilirsin tabi.
Nacizane.
Yoksa zaten ne diyim ki. -Diyeyim ki? (Turkce dogrusu ile)-
Bu yuzden, gucumu ispat etmek icin duvara yumruk atmistim, herkeslerden gizli, evin icinde biryerlerde. Kime neyi kanitliyorsun! 3 gun agrimisti caniminici kemigim. Heralde annem filan farkedip sorsa, direk aglamaya baslardim. Lan zaten parmaklarin yeterince ince, kirabilmek icin mi kasiyorsun, nedir bu gaz !? Tas gibi hatun omak vardi breah. Vurdun mu oturtcan.
O zamanlar iyi bir topcu olabilirdim.Hevesimizi kirdilar. Biz de ip atladik. Koca gotlerini hicbir zaman 'beller' e kadar kaldiramadilar.
29 Mart 2008 Cumartesi
27 Mart 2008 Perşembe
22 Mart 2008 Cumartesi
Iclerine dustugumde, kendimden en az bir cumle bile bulsam yuzumun gulumsemesine sebep olurken yazilari, saygideger blog yazarlari sidik yaristirip birseyleri ispatlama cabalarini yuzustune cikardiklarinda ne de pislik oluyorsunuz.
Imreniyorum bu gotu kalkik halinize.
Ne de hossunuz boyle..
Siktiriniz gidiniz rica ederim.
21 Mart 2008 Cuma
20 Mart 2008 Perşembe
19 Mart 2008 Çarşamba
GreenDay
bildigin bira.
lafi uzatmaya gerek yok.
kusuyodum nerdeyse. hissiyati garip kuzum bize gelmez bunlar.
cocugu koymak.
manita yapmak.
gecirmek.
kalaylamak.
kaydirmak.
"erkek olsam" lafindan yola cikaraktan.
Bir de surdan 'yakin' madem. Gerci bazilarinin anlamlarini farkli oldugunu dusunuyordum ama bunlari 'es gecerek' 'takilmak' daha eglenceli oluyor :]
ben ettim sen etme
Evde denemeyin. ya da deneyin hadi.
~Kadinlar zayiftir ama anneler kuvvetlidir.. Victor Hugo
~Butun hayvanlar esittir ama bazi hayvanlar digerlerinden daha esittir.. George Owell
~Ne yoksuldur sabri olmayanlar.. William Shakespeare
~Ac bir midenin kulaklari yoktur.. Jean de la Fontaine
~Kendinden sozetmek cok soylu bir - ikiyuzluluktur.. Frederic Nietzsche
~Huzur gorunmezdir.. Maxim Litvinov
~Yavas yuruyor olabilirim ama hic bir zaman geriye dogru yurumedim.. Abraham Lincoln
~Yumruk halindeki bir eli sikamazsiniz.. Indria Gandhi
~Sex, resnkarnasyonun dokuz sebebinden bir tanesidir, digeler sekizi onemsizdir.. Henry Miller
demisler kendileri ve yazamayacagim kadar pek coklari.
*tirmanisin en zor kismi.
15 Mart 2008 Cumartesi
Dagitimcina koyyim Top-Shop.
Bugun 8.28'de(2 dakika miyminti hakki) dibilip dibilip sikirdayan telefonum, gayette sehvetli uyandirdi sagolsun. Farkettim ki cok feciyim bugun.
Her sabah oldugu uzre, dirsegimin uzerinde dogrularak birazcik oturdum yatakta ayaklarimi seker kiz candy edasinda sarkitmis sallarken.
Cise gittim sonra. Bazi sabahlarda yasadigim gozu kapali iseme seansini bu sabahta yasadim, hala daha uyudugum icin kalkasim gelemiyor klozetten. O kadar pislik bir bunye.
Yuz yika, temizlen durulan fircala sol sag alt ust, dil filan.. Havlularla ilgili cok sapkin takintilarim var uzatmadan gectim orayi "filan" kisminda.
Bundan sekiz yil once aldigim biyiklarim goz kirparken, elbettteki onlara da sira gelecekti ama oncesinde kaslarimi hallettim. Aslinda mutluydum biyiklarimla. Bira icerken boyle biyigima bulasan kopukleri derin bir nefesle icime dogru cekmek pek eglenceli oluyodu.
-tabi bazi bazi insan olmak gerekiyor-
En zoru da; aksam yatmadan once karar vermedigimden, gereksiz fazlalikta olan kiyafetlerim arasindan ne giyecegimi secmek oldu. "Ne bulursan giyip cikiyorum yaaah"lar eskide kaldigindan, onun altina sunu, bunun ustune onu zaman cabucak akti gitti. Gunun anlam ve onemine uygun olmayan bir kiyafet secmistim ustelik. O kadar abartmadim canim.
Evet biliyordum, goz onunde olacagin, sunum yapacagin, surekli konusabilecegin bir durumda, kisilerin dikkatini kendi uzerine degil, aktardigin konuya cekmeye calisirsin. Ama ben gecen haftadan kalan hirsimla, psikolojik baski yontemine basvurmaya kararliydim. Makyaj bile yaptim yahuuuu.
Gayet hos bir o kadarda yurek yakar bir haldeydim yani..
Cabalarim sonuc vermis, ihanete ugramis bir kadinin cehennemden beter olabilecegini herkese gostermistim.
Basarimi; hocanin ovgulerine, alakgonullulkle karsilik vererek kutladim. Yine yaptim seklimi yani.
Ciktim okuldan, catwalk adimlarla attim kendimi carsi sokak magaza, hemen para harcadim acimadan. Kendimi odullendirdim guya pantol aldim. Pek hos. Sen de gorsen begenirsin yani, oyle bisig.
Eve geldim, cikarttim cantadan denedim bir daha oh sahane ayol. Cikarttim ustumden, tam asiyorum, 40derecede yikayin soyle utuleyin yok kuru temizleme vs.. yazan etiketin arkasinda "Made in Romenia" yazisini gorup goz yaslarina bogulurken kaderime oyun oynayan o cakal magzaya sovdum. Eslik et bence.
Caktirmadan iyi aksamlar diliyorum.
8 Mart 2008 Cumartesi
Bak hele sen! yok bunu da anlamadi..
Hem de, bir Romanya manyagiyla ortak bir calisma sinavi. Karsilikli tartismacali, yer yer sunumlu, soru sormali, emmeli gommeli bisiigler..
Birseyler konusup, tartisip bazen onayli, bazen de onay vermeyip birbirimizin sacini basini yolup tirmalascaz. Hoca da bizi izleyip not verecek. Hangimizin tirnagi daha uzun..
Haftalardir buna hazirlaniyoruz. Ben insan olarak hazirim!.
Fakat bugun, 'dagin ardindaki diger yerliler' olarak gordugum Romanya sapiginin, anadan ureme yaratilisindan hazir oldugunu kavrayip, ne yapsam da insaligin faydali olmayacagina kanaat getirip, Romanyalilarin bilincsizce hareket ettiklerine karar verdim (evet :(Cumartesi gunleri okulum var, kotu bisig degil bu :( yazik la).
Bildiginiz cingene iste. Sovdugumun Romanyalisi. Bisig soracak olacaksan onceden hazirlik filan yapman lazim. Derin nefes alip sinirlerine hakim olman, yeterince sabirli olman, hazir cevap olman, ekstra bilgiye sahip olman (ki zaten kucuk beyinli olduklarindan muhakkak artiniz vardir bu konuda) bir o kadar da, gergin olmaman gerekiyor. Aksi taktirde Osmanli tokadini yapistirabilir bir guce sahip olman gerekiyor. Ben birincisini tercih ediyorum. Insan olarak.
Bakiniz: minik el.
Bugunki maceramiz ise; yenilgiyi hazmedememek oldu. Bir dengesiz ancak bu kadar camur olabilir. Hocanin sonuc itibariyle puan verecegi calismada, bahsi gecen sahis, kendisini tam olarak bilgilendirmedigimi dusundugu icin kaybetmesini kabullenemeyip, olayi ulke meseleleri haline getirdi. . Bla bla karsilikli birsuru laf kalabaligi, atismalardan sonra gelenlere bakiniz..
Cumle 1; "Turkiye'yi arastirmis bir kisiyim ben."
Ardindan cumle 2; "Seninle tartismak istemiyorum"
devam ediyor cumleler ardi arkasi kesilmeksizin; "Lutfen beni buna mecbur etme".. "aa lutfen bana bu sekilde hitap etme".. "yok yok hayir".."inan gerek yok".. "ben biliyorum ne oldugunu".."abim de orda calismisti, pek guvenilir degilsiniz"
Noluyo olm lan :sHoca "hop" dedi
ben de "tut" dedim attim sozlugu onune cotank! deyu tutamadi tabi salak"insanligin anlamina bir bak neymis" dedim anlamadi tabi.
dedim "gidiyorum, bu siniftan cikana kadar gelemicem kusura bakmayiniz." -cok pis sekil yaparim-"cikisa gel lan" dedim anlamadi yine
sonuc itibariyle ciktim fekat pek yatismadi sinirlerim dogal olarak.. Aradan birsuru zaman gecince disarda ozur diledi, ama sen kimi yiyosun lan "haftaya ziktim belani senin" dedim bunu da anlamadi malesef.
"hani arastirmistin Turkiye'yi dedim hicbirini bilmiyosun bunlarin"
hikmik etti.
"gorusuruz" dedim goz de kirptim onu anladi..Haftaya sinavim var.
Eski bir sarki dinliyordum cok iyi geldi eski eski.